Hayat.. Ne kadar süreceğini bilmediğimiz romanımzı yazıyoruz hepimiz. Kaç sayfa bilinmez.. Hatta, belki de yarım kalır son cümlemiz.
Ne yaşadınız bu zamana kadar peki? Kaç defa güldünüz? Kaç kere yaşlar aktı gülmekten gözlerinizden? Kaç kere ağladınız?. gizlemeden kimseden, hıçkıra hıçkıra.. Kaç kere yeni bir hayata tanık oldunuz mesela? Bir çocuğun gülüşüne? Ya da kaç defa sarılarak teselli ettiniz birisini?
Kaç kere bir şeyi sırf siz istiyorsunuz diye yaptınız, sonunda kim ne der demeden?
Hala yaşadığınıza emin misinz?
Hayat ne kadar sürer bilinmez.. Ama tek bir şansımız var her şey için. Geri dönüş yok.
Dolu dolu ve isteyerek yaşayın ne olur.. Ağlamak mı istiyorsun? Ağla. Gülmek mi istiyorsun? Kahkaha at. Çok mu üstüne geliyorlar, doldu mu için, daraldın mı? Haykır.. Savaş..
Karanlık mı her yer? Görünmez mi hiçbir şey? E sen de kapa gözlerini, hisset.. Kalbini, ruhunu, benliğini.. Unuttuğun çocukluğunu mesela ya da ruhunu.. Kapatma kendini dünyaya, hala yaşıyorsan bir umut var demektir..
Özür dile kendinden, yaşayamadıklarından ve bir kez daha uyan hayata.. Her saniye daha da geç kalıyorsun.. Sığın seni yaratana..
Yeniden uyan bu sabah, sarıl kendine, haykır dünyaya sevdiğini..
Unutma, zaman daralıyor ve bitirmemiz gereken bir roman var..