Görmemiştim, duymamıştım
Sadece bana huzuru hissettirmişti
Belki de uzun zamandır tattığım en güzel duyguydu
Fakat bir şey vardı…
Ya o çok fazlaydı ,
Ya da ben eksikdim
En önemlisi ben o değildim.
Onun kalbinde mi olmak istiyordum
Yoksa onun taşıdığı akla mı sahip olmak istiyordum
Belki de hiç tatmadıgımız o aşk buydu
Ne istediğini bilmemekdi belki de.
Ya da bir hayali mi canlandırıyordum? Aklımda olan erkek profilini mi çizmeye çalışıyordum? Şimdilerde akıllarda binbir soru . Kalbimin sesini size duyuracak olursam şöyle diyor minik kalbim. Ben onu sevmiştim. Görmeden, duymadan, elini bile tutmadan sevmiştim. Nasıl oluyordu görmeden sevmek? Nasıl oluyordu temas etmeden sevmek. Demek ki oluyormuş işte. Bir insana aşık olabilmek için illa ki fiziksel görüntüsü güzel/yakışıklı olması gerekmiyormuş demekki. Bir insanın bilgilerine, zekasına da hayran kalıp aşık olabiliyormuşuz. Iste minik kalbim böyle pembe düşünceler içerisinde dolanıp dururken bir anda beynim giriyor araya . Diyor ki o sadece bir yanıltma. Sen ona değil de sadece bilgilerine hayransın. Ve O bilgiler sen çabalarsan en iyisi sen de olur. Haklıydı aslında beynim. Biraz soğuk ve gaddar düşünüyordu kalbime bakarak fakat soğuk ve gaddar olması gerçeği degiştirmiyordu. Ben ufak bir yanıltma yaşıyordum. Aşk dediğimiz duygu bu kadar basit olmamalıydı.