Ne garip değil mi? Sevdiğin, değer verdiğin insanların seni üzmesi. Onlara kıyamazken onların sana kıyması… İşte hayatın acı gerçekleri. Size küçük bir kızdan bahsedeceğim. Adı Füruzan. Hüma yani halası koymuş adını. İsminin anlamı gibi hayatının da parlak olmasını istediği için. Füruzan sevgi dolu, masum, kalp kırmaktan korkan bir kız olarak hayatını yaşamıştır. Ama bu özellikleri ona hiç yaramamıştır. İnsanlar tarafından hiç edilerek defalarca canını yakmışlardı. Çocukluk döneminden meslek hayatına kadar birçok zorluk yaşamıştır. Gerçi kimler yaşamıyor böyle zorluklar. İnsan acı çekebilir. Çok kötü olaylar yaşayabilir. Ama hep üstesinden gelmelidir. Zaten Füruzan’ın çektiği zorluklar doğarken başlamıştı. Doğum da annesi vefat etmişti. Babası ise ayyaşın tekiydi. Çocuğunun doğumunda bile gelmemişti. Ona hem annelik hem de babalık yapan halasıydı. Aslında bi’ yandan mecburdu. Füruzan’ın öylece annesiz babasız kalmasına vicdanı el vermedi. Füruzan çok hırslı, çalışkan, tüm zorluklara rağmen kendinden ödün vermeyen bir kızdı. Defalarca dayak yedi. Defalarca kendi odasına kapatıldı. Okumasına engel olundu. Neymiş, kız okur muymuş? Kocası ona bakarmış. Herkes bu kafada. Kızlar insan değil mi? Ya da erkekler insan değil mi? Neden onların çalışıp karılarına bakmaları gibi bir sorumluluk yüklüyorlar? Ama Füruzan tüm bu zorlukları aşarak ayaklarının üstünde durmayı becerdi. ( Bu bölüm sadece ön yargıların oluşmaması için yazılmıştır. Hikayenin olaylarını az çok size belli etmek istedim. Eğer devamı merak edilirse gerisini getireceğim. )
Güçlü Kadın
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum