En güzel hediye nedir?
Bu sorunun cevabı tabiki her insana göre farklı cevaplar olabilir.Kimine göre bir çiçek, çikolata, kimine göre bir gülümseme….Okumayı çok seven roman tutkunları için bir kitap hediyesi en büyük mutluluk olsa gerek.Banada bir hediye olarak gelen “Jane Eyre” romanı aldığım en güzel hediyeler arasındadır.
Hediye kutusundan çıkarır çıkarmaz başladım sayfalarını karıştırmaya.Özellikle kış günü pencere kenarında oturup mis gibi kokan kahve eşliğinde yeni bir kitaba başlama heyecanının verdiği hazzı başka ne verebilir ki?
Kitap okuyarak kahve içmenin terapiyle bir ilgisi olabilir mi?
Bir roman okumak insanı olduğu dünyadan yaşadığı an’dan alıp başka diyarlara; yazarın hayallerinden kağıda döktüğü dünyalara götürmez mi?
Oturduğun koltuktan ,yaptığın işten, hayata dair aklındaki tüm düşüncelerinden uzaklaşıp sayfaların arasına akar ruhun.İstesen de başka bir şey düşünemezsin…
Jane Eyre sizi 2020 yılından alıp 1847’lerin İngiltere’sine götürüyor.Götürürken hem heyecanlandırıyor hem hüznün kollarına bırakıyor.
Küçük bir kız çocuğunun yaşadıklarını anlatan romanda konunun derinliklerine dalıp zaman zaman kendinizi sanki roman kahramanlarına dokunacak kadar yakın ve orada hissediyor zaman zaman da Jane’nin aklında dolaşan düşüncelerin arasında buluyorsunuz kendinizi.Roman Jane Eyre’nin bakımını üstlenmek zorunda kalan yengesiyle yaşadığı günlerle başlayarak Jane’nin korkuları,eğitimi, yatılı okul maceraları, gelişimi, büyümesi,genç bir kadın olması, hayatla mücadelesi,tek başına ayakta durma çabası ince ince işlenmiş.Ayrıca okuru saatlerce sayfaların arasında gezintiye çıkaracak akıcılığa sahip.
Roman bir kız çocuğunun yengesinin himayesinde yaşadığı zor günlerle yürekleri sızlatan anılarıyla başlıyor.Yengesi ve kuzenlerinden gördüğü kötü muameleye karşı çocuk kalbinin buna nasıl dayandığını, evin hizmetlisiyle yakınlaşmalarını herşeye rağmen tek başına bir odada günlerini nasıl geçirdiğiyle başlıyor. Sonra yatılı okula gönderilme kararıyla Jane’nin hayatındaki değişim başlıyor.Yatılı okulda aldığı eğitim, öğretmenleri ve arkadaşlarıyla yaşadıkları içinizi ısıtarak güzel bir akışla sayfalar okuru kendisine bağlıyor.Büyüyen Jane’nin okulda öğretmen olması ve artık okulun dışındaki dünyaya açılmak istemesiyle birlikte değişim zamanının kapıları açılır.Bir kız çocuğu için mürebbiye olarak işe başlaması başka hayatlarla tanıştırır ve daha önce hiç hissetmediği duygularla karşılaşır Jane.O malikanede yaşadığı güzel günler çokda uzun sürmez ve üst üste kötü olaylar peşini bırakmaz ve hayat
Jane’i farklı zorluklarla sınar.Ancak güçlü, akıllı ve özgüveni tam profilini sergileyen o zamanın şartlarına göre aykırı olsada kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olmayı başaran Jane Eyre’nin efsane hayatıyla baş başa kalıyorsunuz romanda.
Klasik ve başyapıt
Bence eğer kitaplık oluşturma hayaliniz veya hobiniz varsa bu ;erkek egemen bir toplumda kadının yeri ve hayata dair hissettiklerini duygusal ve feminen şekilde anlatan roman başyapıtlarınızdan olmalı.Yoksa belki birgün bir kitap okumak ister ve kitapçıda gezinirken olurda gözünüze “Jane Eyre” çarparsa mutlaka alıp okumanızı tavsiye ederim.