Her ne kadar yaşarsam yaşayayım, her ne yaşarsam yaşayayım, her attığım adımda yaşayayım ama sonu gelmeyecek gibi hissediyorum bazen. Sizin de öyle hissettiğiniz zamanlar oluyordur. Kötü bir şey yaşadık mesela ama bundan daha kötüsünün olamayacağını düşünmenin sanki dünya üzerinde kalmış tek inci bizmişiz de başımıza gelebilecek en büyük felaket şuanda bize uğramıştır ve sanki şu anda dünya üzerinde kimsenin derdi yoktur da bizim ayağımıza taş dahi batsa şikayet etmemiz sıradanmış gibi durur üzerimizde. Bendede böyle duruyor biliyorum hissediyorum. Komik ve sıradan, aslında düşündüm de, bizim gibi düşünen şuanda o kadar çok kişi var ki sormayın gitsin. Belki kim bilebilir az sonra biz mutlu oluruz veya mutsuzluğumuzun sebebini unuturuz. Oysaki bizim mutsuzluğumuzdan sonra tekrar birileri mutsuz olur bu sefer onlar bizler gibi hissederler. Dünya üzerlerine gelir ve mutsuz olurlar hakeza aynı şekilde onların mutsuzluklarından kurtulduklarından sonra başka bir kesim mutsuz olabilir. Sırayla devam eder bu döngü en son bakalım isterseniz bu mutsuzluk unutulup gitmiştir çünkü çok önemli bir şey değildir aslında biz onu gözümüzde büyütmüşüzdür ve bizi çok mutsuz etmiştir. Ama diyebilirsiniz: “ya yaşadığımız çok acı bir şeyse, veya dünya yalandan değil, gerçekten beni ezmek için üstüme geldi.” size bu konu için sabredin geçer demeyeceğim bunu yapabilseydiniz zaten böyle hissetmezdiniz. Eğer çok acı çekmişseniz dünya üzerinize geliyorsa üzülün, ağlayın, ne yapalım buda hayatın bir parçası ama öyle bir ağlayın ki sessiz sedasız olsun. Fakat ağlamadan önce iyi düşünün, tekrar düşünün ve tekrar düşünün ve kendinize şu soruyu sorun Gerçekten yapmalı mıyım, bu çok üzücü bir durum mu? sabredemez miyim? Eğer hepsine evet diyorsan en az birisini yanlış cevapladın bence bu sorulardan ama yine de üzül ağla ama sessiz sedasız olsun… Başkalarının derdine sadaka olsun.
Sessiz sedasız olsun.
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum