Günler geçiyor. Her gün yeni bir umut yeni bir serüven.
Peki sen nasılsın, günler senin için nasıl geçiyor? Tatsız sanki biraz ya da yorucu mu? Beni sorarsan biraz düşünceliyim bu aralar. Düşüncelerimle boğuşuyorum, düşüncelerimde boğuluyorum. 5 Yıldır içimde olmasını istediğim şeyi bugün gerçekleştiriyorum, biraz heyecanlıyım. Sürekli de soruyorum kendime neden bu kadar bekledim? Aslında ne bekleyen benim ne de bekleten. Fark ettim ki insanlar bekle diyor ben bekliyorum, onlar konuşuyor ben dinliyorum. Hiçbir zaman tam olarak anlatamamış gibi bir his var içimde. Ya da anlaşılamamışlık mı? O her neyse bugün onu yok saydım. Düşündüğüm birçok şeyin yok olması gibi zamanda su damlası misali yok olup giderken buna bir son verdim. Bir düşünceye son verirken bir kapıyı da araladım. Dış dünyada her ne kadar açık olamasa da iç dünyamda sonuna kadar açık olan bir kapı bu. Adı özgürlük. Bu kapıda ciddi olarak ilk adımım. Binlerce adımın ilki belki de.
Peki sen özgür müsün? Gezdin mi bir çok ülkeyi hayallerinde, dokundun mu bulutlara hislerinle? Düşüncelerin özgürce dolaşıyor mu caddelerde, onları sığdırabiliyor musun bir sayfaya, bir resme, bir filme?
Sığdırma.
Sen kendin için düşünmez ve hayal etmezsen bir başkası yapacak bunu. Bir başkasının hayallerine kapılıp gitme. Başkasının hayalinde koşmaktansa kendi hayallerinde düş. Eminim çok daha güçlü kalkacaksın.
Unutma “En fakir adam bir kuruşu olmayan değil, bir hayali olmayandır”