Gaziantep ya da eski ve halk arasındaki adıyla Antep, Türkiye‘nin bir ili ve en kalabalık dokuzuncu, şehir merkez nüfusuyla en kalabalık 6. şehri. 2019 sonu itibarıyla 2.069.364 nüfusa sahiptir. Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi‘nin kesişme noktasında bulunan Türkiye’nin önemli şehirlerinden Gaziantep sanayi ve gelişmişlik bakımından ilk sıralarda yer alir. Eğitim, ticaret ve sanayi şehridir. Hâlâ yaşanılan en eski kentlerinden biridir. Bunların yanında Gaziantep, Türkiye sanayisi ve ticaretinde de çok önemli bir yer tutar. Bunun sebepleri arasında Gaziantep’in Anadolu ile Orta Doğu arasında bir konumda bulunması ve liman kentlerine yakınlığı sayılabilir. Gaziantep’in simgeleri arasında Gaziantep Kalesi sayılabilir.
Türkiye ‘deki Yeri
Gaziantep’te çok sayıda pınar bulunmasına karşın hiç doğal göl bulunmamaktadır. Bu yüzden şehrin birçok yerine yapay göller ve barajlar inşa edilmiştir. İlin en önemli akarsuyu Fırat Nehri ve kollarıdır. Gaziantep ilinde çok az doğal orman bulunmaktadır. İldeki toprakların sadece %14’ü ormanlık alanlarla kaplıdır. Bu ormanlarda özellikle meşe ve kızılçam ağaçları hâkimdir. Meşe ormanlarının hepsi bozuk olup koruma altındadırlar. Kızılçam ormanlarının çoğunluğu yapay ormandır. Gaziantep ilinin batı ve kuzey çevreleri ormanlık, bozkır ve meralarla çevrilidir. İlin topraklarının yüzde 60’ı tarıma elverişlidir. Bu kısım, tarlalar, zeytin, Antep fıstığı, meyve ve sebze bahçeleri ile bağlarla kaplıdır.
İldeki başlıca dağlar, ilin batısındaki Nur Dağları ile Sof Dağları‘dır. Nur ve Sof Dağları arasındaki bölge levha hareketleri sonucu oluşmuş bir çöküntüdür. İldeki en yüksek dağ ise 1496 metre yüksekliği ile Büyük Sof Dağı‘dır. İldeki başlıca ovalar ise İslahiye, Barak ve Tilbaşar ovalarıdır. Gaziantep ilinde Nurdağı ve İslahiye 1. derece, Yavuzeli ve Araban 2. derece, Oğuzeli, Nizip ve Karkamış ise 3. derece deprem bölgesidir.
Gaziantep farklı uygarlıkların, dinlerin, kültürlerin biraraya gelerek birbiri içinde sentezlendiği gizemli bir tarihe sahiptir. Gaziantep’in bilinen en eski adı Romalılar tarafından verilen Antiochia ad Taurum’dur. “Antiochia ad Taurum”, Latince “Toroslar‘ın karşısındaki Antakya” anlamına gelir. Daha sonra şehri ele geçiren Araplar şehre Ayıntap demiştir. Ayıntap adının kökenine ilişkin rivayetlerden birkaçı; Ancak bu rivayetlerden hiçbirinin doğruluğu kesin değildir. Ayıntap adı zaman içinde Antep, Entep ve Antap gibi değişik haller alır. Bu adlardan en yaygını Antep’tir. 1921’de (Antep Savunması‘ndan sonra) çıkarılan bir yasa ile Antep’e Gazi unvanı verilir.
İlk çağlar
Zeugma antik kentinden çıkarılan ve şu anda Zeugma Mozaik Müzesi‘nde sergilenen “Çingene Kızı” mozaiği. Mozaikteki kişinin Yunan mitolojisindekiyeryüzütanrıçasıGaia olduğu düşünülmektedir.
Günümüzdeki Gaziantep’in yakınlarında bulunan Dülük (Dolikhe ya da Doliche) bu yöredeki en eski kenttir. Arkeolojik kazılarından bu kentte Paleolitik dönemden beri insanların yaşadığı bilinmektedir. Ancak, Dülük Erken Tunç Çağı‘ndan sonra bir sürekli yerleşim yeri hâline gelebilmiştir. Bu kent, İpek Yolu üzerinde bulunduğu için çok gelişmiştir.
İlk kurulduğunda Babil yönetimi altında kalan kent, MÖ 1700’lü yıllarda Hititler‘in eline geçti. Hititler’den sonra Mısır yönetimine geçen kent, MÖ 700-MS 546 arasında ise kronolojik sırayla Medler, Asurlular ve Persler tarafından yönetilir. MÖ 6. yüzyılda ise kent sırası ile Makedonya, Selevkos ve Komagene uygarlıklarının yönetimi başlar. Değişik medeniyetlere ev sahipliği yapan Antep, 1516 yılında Osmanlıların eline geçmesiyle ilk dönemlerde Arap ve Halep Eyaleti’ne bağlı bir konumda iken, 1531 yılında Dulkadir Eyaleti’nin teşekkül etmesi sonucu, bu eyaletin sınırları arasında yer alarak 1818 senesine kadar bu konumunu muhafaza etmiştir. Bu tarihten itibaren yeniden Halep eyaletine sancak olarak bağlanmıştır. Şehir, Osmanlı kent kültüründe önemli bir yer almıştır.
Yeni bir kent
Romalılar, Dülük yakınlarına Antiochia ad Taurum adında yeni bir kent kurar. Bu kent İsa‘nın havarilerinden Yuhanna‘nın Hristiyanlık‘ı yaymak için seçtiği merkezlerden biri olmuştur. Kent, MS 395 yılında Bizans İmparatorluğu‘nun eline geçer. MS 636 yılında halife Ömer bin Hattab, İslamiyet‘i yaymak için Ayıntap ve Hatay yöresini Bizanslıların elinden alır. Bu şekilde Ayıntap halkı İslamiyet’i kabul eder. Bu arada Dülük, hızla eski önemini yitirmektedir.
1071 yılında Alp Arslan‘ın Malazgirt Savaşı‘ndaki zaferinden sonra kent Selçuklu yönetimine geçer. Bir dönem Eyyübilerin eline geçen kent, 1270 yılında Moğolların Ayıntap’a saldırmasıyla, 1389 yılında Dulkadiroğulları‘nın ve 1471 yılında Memlük Devleti‘nin egemenliğine geçmiştir.
Osmanlı yönetimi
1516 yılında Yavuz Sultan Selim‘in Mercidabık Muharebesi‘ndeki zaferinden sonra Ayıntap, Osmanlı yönetimine geçer. Osmanlılar döneminde kente çok sayıda cami, medrese, han ve hamam inşa edilmiştir. 1516-1596 yılları arasında kent, üretim, ticaret ve el sanatları yönünden de çok gelişmiştir. 1641 ve 1671 yıllarında iki defa kenti ziyaret eden Evliya Çelebi, kentte 22 mahalle, 8 bin ev, 100 kadar cami, medrese, han, hamam ve bir de kapalı çarşı olduğunu yazar ve seyahatnamesinde aynen “Dünya yüzünden geniş bir ili, göz alıcı büyük yapıları her yerden aranan eşyası, birçok mezraları, bolluk ve verimliliği, bitimsiz yiyecek ve içecek pınarları ve ırmaklarıyla burası ‘Şehr-i Ayıntab-ı Cihan’dır” der. Osmanlı döneminde Ayıntap, asla kendi eyaletinde olmayıp, önce Maraş (bugünkü Kahramanmaraş), sonra Halep eyaletinde yer almıştır. Buna rağmen Ayıntap’ın kültürü Arap kültüründen fazla etkilenmemiştir.
Antep Savunması
I. Dünya Savaşı‘ndan sonra Mondros Antlaşması ile birlikte Osmanlı Devleti parçalanır. 17 Aralık 1918 tarihinde Antep, Birleşik Krallık‘a, 5 Kasım 1919 tarihinde Fransa‘ya bırakılır. Ermeni Lejyonu da bu savaşta görev almıştır. Şehre 8 Şubat 1921 Günü Gazilik unvanı Verilmiştir.
Antep halkı, 1920 yılında, Fransız birliklerinin Antep’e yerleşmesi üzerine direnişe başlar. 1920 yılının Ocak ayında Karayılan komutasındaki çeteler, Fransızların bir süvari birliğini pusuya düşürür. Şahin Bey, 200 kişilik milis gücüyle 1920 yılının Mart ayına kadar Antep’teki Fransız askerlerine karşı savaşır. Antep halkı, 9 Şubat 1921’de teslim olur. Savaş tam 10 ay sürer.25 Aralık 1921’de Ankara Anlaşması gereğince Fransız birlikleri şehri boşaltır.
Cumhuriyet dönemi
Gaziantep, 1987 yılında çıkarılan 3398 sayılı kanun ile büyükşehir unvanı kazandı. Başlangıçta iki ilçe (Şahinbey ve Şehitkamil) Gaziantep Büyükşehir Belediyesi‘nin sınırlarına dahil edildi. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 30 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi. Bu sınırlar içinde kalan ilçeler, büyükşehir ilçe belediyeleri hâline geldi. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.
2013 yılında Suriye İç Savaşında NATO üyesi Türkiye’ye yönelik herhangi bir askeri hamleye karşılık askeri hamle için Gaziantep’e Adana ve Kahramanmaraş‘ın ardından Türkiye’nin isteğiyle MIM-104 Patriot yerleştirilmiştir.
İl merkezi, kuzeyde ve kuzeybatıda Kahramanmaraş, kuzeydoğuda Yavuzeli, doğuda Nizip, güneydoğuda Oğuzeli, güneyde Kilis, güneybatıda İslahiye ve batıda Nurdağı ile çevrilidir.
Gaziantep’te çok sayıda pınar bulunmasına karşın hiç doğal göl bulunmamaktadır. Bu yüzden şehrin birçok yerine yapay göller ve barajlar inşa edilmiştir. Gaziantep şehri, Gaziantep Platosu üzerine kurulmuştur. Gaziantep’ten geçen Alleben Deresi iki merkez ilçeyi birbirinden ayırır. İl merkezinin yakınında hiç doğal orman bulunmaz. Bu yüzden il çevresinde kızılçam ağaçlarından oluşan yapay ormanlar oluşturulmuştur(dülükbaba ve burç ormanlıkları). İl merkezi 2. derece deprem bölgesindedir.
İklim
Konumu sebebiyle Gaziantep’te Akdeniz iklimi ve karasal iklim bir karışımı görülmektedir. İlin batısında Akdeniz iklimi, doğusunda ise Karasal iklim hakimdir. Hava özellikle Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında çok sıcaktır. Aralık, Ocak ve Şubat aylarında ise çok soğuktur. Gaziantep’te ölçülen en yüksek sıcaklık 44 °C, en düşük sıcaklık ise -13 °C’dir.
Haziran-Eylül arasında Gaziantep, en az yağışı alır. En çok yağışı ise Aralık-Şubat arasında alır. Mevsim değişirken gündüz ve gece arasında çok büyük bir sıcaklık farkı vardır. Denize kıyısı olmaması sebebiyle kentte nem oranı çok düşüktür. Bu yüzden hava çok sert değildir.
Ekonomi
Gaziantep ulaşım olanakları ve liman kentlerine yakınlığı sebebiyle ekonomik açıdan Türkiye’nin en zengin kentlerindendir. Gaziantep’teki en önemli geçim kaynakları tarım, sanayi ve ticarettir. Güneydoğu Anadolu Projesi‘nin tamamlanması ile kentte tarımın daha gelişmesi planlanıyor.
Maden kaynakları açısından son derece fakir olan Gaziantep’te fosfat, manganez ve boksit çıkarılır.
Tarım ve Hayvancılık
Tarım şehir ekonomisinde önemli bir yer tutuyor olmasına rağmen özellikle yaz aylarında yağış az olduğu için tarım gerektiği kadar gelişememiştir. Gaziantep’teki en önemli tarım ürünü antepfıstığıdır. Türkiye’deki antepfıstığı üretimin büyük bölümü ise Gaziantep’ten sağlanır. Öyle ki, 2007 yılında sadece Gaziantep’te 60.000 ton antepfıstığı üretilmiştir. Zaten antepfıstığı adını bu kentten almaktadır. Hatta Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü de Gaziantep’tedir. Gaziantep’te antepfıstığı kadar zeytin ve üzüm de önemli tarım ürünlerindendir. Bu şekilde Gaziantep, tarımsal açıdan da çok gelişmiştir.
Tarım kadar olmasa da hayvancılık da Gaziantep ekonomisinde çok önemli bir yer tutar. İlde mera alanları çok olsa da verimsiz olduğu için kentte daha çok küçükbaş hayvan yetiştirilir. Kentte en çok yetiştirilen hayvan koyundur. Ancak verimli ırk olmadıkları için yeterince ürün elde edilememektedir. Kentten Arap ülkelerine çok sayıda canlı hayvan ihraç edilir.
Sanayi ve ticaret
Gaziantep, sanayi ve ticarette çok gelişmiştir. Kentteki bütün gelişme özel sektörün çabaları ile oluşmuştur. Gaziantep’te Türkiye’nin en büyük sanayi sitesi bulunur. Ayrıca Gaziantep, Türkiye’nin sanayi ve ticaretinde 5. sıradadır. Yakın zamana kadar ticareti büyük ölçüde sınır kaçakçılığına dayanan Gaziantep, şimdi gelişmiş bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Gaziantep’teki en önemli sanayi dalları pamuk ve akrilik iplik, halı, un, irmik, makarna, gıda maddeleri, bitkisel yağ, plastik, deterjan üretimi ve deri üretimidir.
Gaziantep’in ülke çapında ihracat payı %13’t. Ayrıca kent, antepfıstığı üretim ve ihracatının %90’ı, kuruyemiş işleme ve ihracatının %85’ini, makarna işleme ve ihracatının %60’ını, pamuk ipliği imalat ve ihracatının %45’ini ve havlu imalat ve ihracatının %10’unu elinde tutmaktadır.
Gaziantep’te bir alışveriş merkezi.
Ticaretin gelişmesi sonucu Gaziantep’te birçok büyük AVM bulunmaktadır. Bunlardan En Büyükleri İse Sanko AVM Forum Gazianteptir.
Madenler ve enerji kaynaklar
Gaziantep, madenler bakımından çok zengin değildir. Bu yüzden de ilde madencilik yaygın bir uğraş değildir. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü‘ne (MTA) göre Gaziantep’te boksit, demir, dolomit, fosfat, gümüş, krom, maden kömürü, doğalgaz ve petrol bulunur.[44] Ancak sadece kum, kil ve taş çıkarılmaktadır.
İlde elektrik üretiminde en çok hidroelektrik enerjiden faydalanılmaktadır. Elektrik üretiminde Karkamış ve Birecik barajları bulunur. Su ısıtmak amacıyla ise güneş enerjisinden faydalanılmaktadır.
El sanatları
Gaziantep’te çok çeşitli el sanatları mevcuttur. Geçmişte Gaziantep’teki en yaygın el sanatları dericilik, bakırcılık, yemenicilik, kilimcilik, el işlemeciliği ve kuyumculuktur. Bunlardan el işlemeciliği, bakırcılık ve kilimcilik önemini hâlâ korumaktadır. Özelikle Gaziantep’in kendine özgü motifleri olan kilimleri ve bakır ürünleri çok meşhurdur. Gaziantep’e özgü kilim çeşitleri Baklava dilimleri, Habbap ayağı, Kuş Kanadı, Zincir Göbek, Dirsek göbek, Pençe Göbek, Çarkı felek, Parmak göbek ve Atom Göbek’tir. Ayrıca hanımların hemen her evde yaptığı Antep işi, dantel ve örgü gibi başka el sanatları da mevcuttur.
Mutfak
Gaziantep’in çok zengin bir mutfağı toplamda 300 çeşide yakın yemeği vardır. Türkiyenin lezzet ve gastronomi şehridir. Bu mutfak seneler boyunca çeşitli geleneklerin ve uygarlıkların harmanlanmasıyla zenginleşmiştir. Antep mutfağı özellikle kebap, et yemekleri, tencere yemekleri ve tatlıları ile meşhurdur. Beyran, alinazik, içli köfte, mercimek köftesi, maş çorbası, pirpirim aşı, lebeniye çorbası, yoğurtlu çiğdem aşı, yoğurtlu keme aşı, zerdali aşı, alaca çorba, altı ezmeli kebap, arap köftesi, baklava, beyti, börk aşı, çağla aşı, cağırtlak kebap, doğrama, ekşili taraklı kebap, erik tavası, firik pilavı, kavurma, kuşbaşı kebap, küşneme, lolazlı pilav, yağlı köfte, omaç, sarımsaklı lahmacun, patlıcan kebabı, sarımsak kebabı, simit kebabı, soğan kebabı, şiveydiz, yuvarlama, yeni dünya kebabı, diş hediği, zerdeli sütlaç, katmer, baklava çeşitleri, künefe, kuymak (lohusa kuymağı), un helvası, nişe helvası, şam tatlısı, şirin tarhana Gaziantep mutfağına özgü yemek ve tatlıların sadece çok azıdır.
Gaziantep, 2015’te gastronomi dalında UNESCO‘nun Yaratıcı Şehirler Ağı‘na dâhil edildi.
Tarihî yerler ve müzeler
Gaziantep Kalesi
Zeugma Mozaik Müzesi
Gaziantep Arkeoloji Müzesi