İnsan inandığı yolda yürür hep, inanmak ister, başarı duygusunu tatmin etmek ister. Peki sadece inanmak mıydı bizi başarıya götüren. İnsanlar ne yapabileceklerini görmek için risk alır bazen buna da mı inandığı için yaptı deriz . Sadece denemek için başarılı olup olamayacağını görmek için bir yoldur risk. Sahi inanmak gibi mi? İnanmak da mı bir yol.
İnanmak insanın güdülerini artırır. Sadece inanmak yeterli değildir. Güdüsü yani motivasyonu, enerjisi, istek ve koşullar da başarmada etkilidir. Enerjisini her zaman olmayabiliyor. Ne kadar zor şartlar altında başarıyorsa insan, işte o başarısı diğer başarılarından daha önemli oluyor. Yapabileceğine, başarabileceğine daha çok inanıyor. Bazen her ne koşulda olursa olun insan başarınca nasıl başardığı sadece hikaye kalıveriyor. Bu duygu insanı yıpratıyor. Oysa ki ne zorluklar çekiyor; zihinsel yorgunluklar, psikolojik zorluklar, başaramama korkusu, inanmaktan vazgeçme, motivasyon düşüklüğü gibi sorunlar yaşıyor. Hayat insanları aynı şartlar altında yaşam sunmuyor. Bazıları inanmaktan o kadar uzaklar ki, bazıları ise başarmanın mutluluğu yaşamaktadır. İnandığın ve aynı zamanda korkmadığın yolda yürümeye başlarsan başarabilirsin Hatta şartlar aynı olmasa da bunu yapabilirsin. Bence inanmak başarmak için bir yol. İnanmak başlamanın yarısıdır. İnandığın zaman başarmaya adım atarsın. Her adım hedefe biraz daha yakındır. İnanmaktan korkma.
HAYAT SENİN.