Sarılmak

Sarılmak… “Sarılma veya kucaklama, iki veya daha fazla kişinin kollarını birbirlerinin boynuna, sırtına veya beline koydukları ve birbirlerine yakın tuttukları, insan topluluklarında evrensel olan bir şefkat şeklidir.“ Sözlüğü açıp baktığınızda bu tarz bir açıklaması var. Ama sizin için de sadece bu kadar mı? Sadece bir şefkat hareketi mi?

Bana göre sarılmak var olan en muhteşem insan hareketidir. 

Öncelikle neden sarılırsınız birine? Korktuğunuzda güvende hissetmek için, üzüldüğünüzde toparlanmak için, mutlu olduğunuzda sevincinizi paylaşmak için, özlediğinizde hasretinizi gidermek için… 

Biliyorum bu duygularınızı başka şekilde de karşılayabilirsiniz lakin hiçbiri sarılmak kadar etkili değil. Diğer tüm her şey sizi yanıltabilir. Tek başına gülümsemek aldatıcı, bakışlar yanıltıcı, ifadeleriniz taklit, tepkileriniz yalancı olabilir. Fakat sarıldığınız zaman yalan söyleyemezsiniz. Tüm bu duyguları aynı anda yaşadığınız bu harekette duygularınızı yönlendirmek bence imkansız. 

Sarılmanın çeşitleri var ve hepsini istemsizce birbirinden ayırırsınız. Annenize sarılırken içinizde derin saf bir sevgi vardır. Kardeşinize sarılırken eşsiz şefkat bulunur. Arkadaşınıza içten sarılırsınız, tanımadığınız insana ise temkinli. 

Sevdiğinize bir başka sarılırsınız, korkarsınız bir daha sarılamayacaksınız diye, sımsıkı sarılırsınız tamamen hissetmek için, tüm sevgiyi alabilmek için. Sevgilinize sonsuz aşk ile sarılırsınız, tüm mutluluğunuzu paylaşmak bunun yanında tüm hüznünü yok etmek istersiniz.

Sarılırsınız, karşınızdaki kişi anlar onun derecesini. Ne kadar güçlü ise sarılmak, sarılmanın seviyesini belirler.

Kırgın olursunuz karşınızdakinden sarılmasını beklersiniz. Öfkeli olursunuz, karşınızdaki kollarını sarınca size yavaşça sakinleşirsiniz. Heyecanlı olursanız bir anda kucaklarsınız. Mutluyken gözleriniz parlar, tüm gücünüzle sarılırsınız. Özlemişseniz, koşarsınız ona doğru, sararsınız birbirinizi, tüm hasreti gidermek için.

Kollarınızı karşınızdaki insana sararsınız, vücudunuz yapışır birbirine. Başınızı dayarsınız, koklarsınız, belki de öpersiniz. Neredeyse tek bir vücut olursunuz. Karşınızdakinin titremesini, nefes alıp verişini tüm benliğinizde hissedersiniz. Soluğu tüm vücudunuzu ısıtır. Bedeninin istemsiz titremesini iliklerinize kadar benimsersiniz. Sizin kalbiniz onun sağ tarafına, onun kalbi sizin sağ tarafınıza denk gelir. İki yanınızda da kalp atışını hissedersiniz, artık sanki iki kalbiniz vardır.  Bir kalp bir ömür bize yeterken iki kalple kim bilir nasıl yaşar insan. 

Daha uzun, daha sağlıklı, daha güvenli, daha mutlu, daha güzel…

Tüm yazılar için donattan.com

Donat
Merhabalar ben Donat, öncelikle hoş geldiniz. Belirteyim, burada sizlere hiçbir şey vaat etmiyorum. İçimde bir Donat daha var, hayatım boyunca onun isteklerine göre hareket ettiğimi anladım. O ne istiyorsa, farkında olarak veya olmadan, onun doğrultusunda hayatıma devam ediyorum. İçimdeki Donat'ın yazı yazarak kendini ifade etmeye çalıştığını düşünüyorum, bu nedenle bu sayfayı açtım. Burada Donat'tan gelen ifadeleri, yorumları, eleştirileri, mutlulukları, üzüntüleri, hayal kırıklıklarını, duyguları, düşünceleri, düşleri, hayalleri ve haykırışları paylaşacağım. Ben paylaştıkça rahatlayacağım, sizlerin de okuyarak beni anlamasını bekliyorum. Umarım güzel vakit geçirirsiniz, şimdiden teşekkür ederim. Olumlu veya olumsuz eleştiriler, yorumlar, yazılar hakkında sorular için veya da merak ettiğin her şey için mesajınızı bekliyorum. Sitemden de beni takip edebilirsiniz: http://www.donattan.com
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
internet zamanımızı çalıyor mu?
Sonraki
Duygularımız

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.