Ah nerede o eski sobalı evlerimiz teknolojinin nimetlerinden yararlandığımız şu çağda sobalı evde büyüyen bir nesil olarak şunu diyebilirim ki sobanın verdiği sıcaklığı hiçbir teknoloji veremez. Sobalı evde büyümek güzeldir sıcaklığı tüm aileyi başına toplar sohbetler muhabbetler o sobanın etrafında yapılırdı. Çocukluğumuzda sobanın yanına diz çökerek yaptığımız dersler araştırmalar ansiklopedileri sayfa sayfa karıştırmalar bizlere muazzam haz verirdi.
Şimdi ki gibi doğalgazlı evlerde olduğu gibi sobalı evlerde tüm odalar ısınmazdı. Sobanın kurulduğu oda sımsıcak olurken diğer odalar soğuk hava deposuna benzerdi. O zamanlar sobalı odadan sobasız odalara geçiş yaptığımızda kendimizi ülke değiştirmiş gibi hisseder mevsimsel geçişi evlerimizin içerisinde yaşardık. Zordu o zamanlar sobalı evde büyüyenler topluğu çok iyi bilir kışa girmeden sobanın olduğu yerde sehpa ya da masa bulunur. Kışa göz kırpmaya başladığımızda o sehpa ya da masa yerini demirdöküm tuğlalı maşınga veyahut kovalı uyuyan sobaya bırakırdı.
Demirdöküm tuğlalı soba sıcaklığı bünyesinde en uzun ve yoğun şekilde tutan bir sobadır. O zamanlar öyle her ailede olmaz şömine gibi bir şey öyle gösterişli olurdu. O sobalar sayılı ailelerde vardı. Bir dönem bizde de olmuştu. Türkiye’de en çok tercih edilen sobalar ise maşıngalı ve uyuyan soba olarak bildiğimiz kovalı sobalardır. Türk aile yapısında ise o yıllarda maşıngalı epey tercih edilirdi. Hatta mutfağa ayrı bir baca açılır oraya konulur orada yakılarak içerisindeki fırın haznesi de kullanırdı. Annelerimiz o haznede ne çok ekmek yapmıştır. Bizim kuşak buna çok tanık olmuştur. Maşıngalı sobayı da evimizde bir dönem tercih etmiştik. Gelelim uyuyan sobaya ben bu sobanın ilk olarak ismini duyduğumda çocuk aklı işte uyuyan bir soba nasıl olurda bizi ısıtabilirdi ki demişliğim olmuştur. Ama ısıtma konusunda yiğidi öldürüp hakkını yemiş olmayalım pancar gibi kızarırdı yanarken o derece ısı verdiğini bilirim.
Uyuyan olmasının sebebi ise ateşten tasarruf ettirmesiymiş kova hazneli olan bu sobada sistem hava akışını düzenleyen iki delik olması birinci delik kova üzerinde diğeri ise sobanın üst kapağında alt ve üst kapakları bulunan bu sobanın uyuması o kapakların açılır ve kapanır olması sobanın çok yanması istenmediği zamanlarda delikler kapatılır soba içerisindeki oksijen seviyesi düşürülerek ateş harlaması azaltılır. Sobaya tekrar alev vermek için ise delikler açılır oksijen seviyesi yükseltilerek ateşin artması hedeflenirdi. Ve zamanlama tutturulduğunda bu sistem çok güzel çalışırdı. Gümbür gümbür yanma sesi tüm odayı kaplardı.
Ha sobanın nimetleri saymakla bitmez borusuna yapılan çamaşırlık şimdi ki kurutma makinalarına taş çıkarırdı. O çamaşırlıklara asılan çamaşırlar nar gibi ısınır hatta bazen yanarak kullanılmaz hale gelenlerde olurdu. Mandalina kabuğu kokusu en iyi oda parfümüydü o yıllar yanan sobanın üzerine koyarsınız kokusu odayı kaplar. Her sıcak sobanın kestane sohbeti olurdu. Aileyi bir araya toplar kestaneler kızartılır sohbetler açılırdı. O sohbetlerin sonunda gece olur sobanın tavana yansıyan ateşi yavaş yavaş zayıflar ve bu zayıflama bizlere ise uyku vaktini hatırlatırdı.
Gülü seven dikenine katlandı o yıllar. Soba meşakkatli bir şeydi. Kurmak için tüm aile seferber olurdu. Dirsek boru derken soba kurulur sonrasında odun kesme işlemleri sırasıyla başlayarak sobayı yakmaya hazırlamak hayli özveri isteyen bir şeydi sabah kalkıp sobayı hazırlamak epey fedakarlık isterdi. Bunu da annelerimiz yapardı.
Elleri öpülesi anneler soba yakmak için soğuk yataklarından kalkar sobayı yakmasıyla birlikte kahvaltılık çayı yanan sobanın üzerine koyar ekmekleri kızartmaya başlardı. Uyandığımızda işte dünyanın en güzel gününe uyanır gibi hisseder kahvaltının en güzelini yaptığımızı düşünürdük. Sobalı evlerde büyüyenler bilirler ki Pazar akşamları sobada su ısıtılır ve banyo yapılırdı evde kışın her şeye soba karar verirdi
Sağlıcakla kalın….