Ben daha önce kimseye sana yaklaştığım gibi yaklaşmadım, yaklaşmaya çalışmadım bile. Daha önce ne ilk arayan ne de ilk mesaj atan olmadım. Seni kaç kez aradım, kaç kez mesaj atan ben oldum sana? Kaç kez yenildim kendime senin için? sana olan duygularım için?
Neden beni kendine yaklaştırmıyorsun? Neden izin vermiyorsun bana?
Daha önce hayatıma giren, girmeye çalışan, girmiş gibi olan kimseyle ben bir gelecek hayal etmedim edemedim de. Hayal kurmayı 14 yaşında bıraktım ben. İlk uçuşum ve sonrasında yere büyük çakılışımla. Ama şimdi o kadar zaman sonra ilk defa (ki bunun anlamının benim için ne kadar büyük olduğunu tahmin bile edemezsin) şöyle birkaç saniyeliğine bile olsa biriyle bir gelecekle ilgili hayal kurabildiğimi hissediyorken neden bunu yapıyorsun bana?
Aslında ne yaptığın hakkında belki de hiçbir fikrin yok. Severim ben kafamda kurup çözmeyi. Ama o kadar bil isterdim ki. Kendimce anlatmaya çalışıyorum da ama bu yeterli değil senin için biliyorum. Bir ileri bir geri yapıyorum istemeden sana karşı. Belki de bir ileri iki geri yapıyorumdur. Diyorum ya alışkın değilim ben bu cansu olmaya. Birinin peşinden koşan, karşılık görmeden arayan, mesaj atan bir cansu olmadım hiçbir zaman. Böyle şeyler için fazla gururluyumdur. Ama söz konusu sen olduğunda o büyük gururuma bile meydan okumaya çalışıyorum baksana. Anlayamıyor musun gerçekten bunu? Yoksa anlıyorsun da senin için doğru zaman değil mi şu an? Geçenlerde Tuna Tüner diye bir adamın bir videosunu izledim. Yeni bir ilişkiye başlamak için bir önceki ilişkinin üzerinden en az 6 ay geçmiş olması lazım diyordu. 6 ay hatta 1 yıl idealmiş. ne kadar oldu senin 3 ay mı?
İki sene önce ben sana açılırken aklın nerdeydi diye sorabilirsin. Aklım başımdaydı ama kalbim sana sadece arkadaştı o sıralar, çok yakın hatta en yakın arkadaştı. Kalbimin düşünebildiği, hissedebildiği tek şey de en yakın arkadaşını kaybetmemekti o an. Gözümde bile canlandıramamıştım o sıra seninle el ele tutuştuğumuzu, öpüştüğümüzü çünkü ben bff’idin benim gözümde. Şimdi ne değişti diyeceksin, çok şey değişti. Seninle birbiriyle her şeyini rahatlıkla utanmadan çekinmeden paylaşan iki yakın arkadaş olmayı bırak arkadaş olduğumuzdan şüphe duyduğum iki sene geçti aradan. Benim için kendimle savaşarak ve yapayalnız geçen iki sene senin için hayatına başka biriyle devam ettiğin ve benden kaçtığın iki sene. Düşündüm sonra, ben seni kaybetmemek için seninle sevgili olmamıştım çünkü bana göre sevgililik biter ama arkadaşlık baki kalırdı bu yüzden en yakın arkadaşımı kaybetmemek için denemekten bile kaçmıştım. Ama bu kaçışım bana ne kazandırdı? Cevap ortada: koca bir hiç. Hatta kaybettirdi desek daha doğru olur, benden seni aldı götürdü ve aramıza sana ulaşmama izin vermeyen duvarlar ördü. Düşünmeye bir kez başlayınca durdurmak zor oluyor tabi, dedim ki kendime cansu madem kaybedecektin onu madem sevgili olsaydın da devam etmezse o zaman kaybetseydin. Ee bu sefer de bunu düşünmeye başladım, eğer sevgili olsadık seninle nasıl olurdu? İşte o zaman fark ettim bana iki sene önce anlatmaya çalıştığın aramızdaki kimya uyumunu. Düşündüm diyorum ya bunları hemen bir anlık, bir günlük düşünceler sanma sakın. Aylarca düşündüm belki de ama tam zaman veremem beynimi duraklatıp başlatmak gibi yeteneklerim yok henüz, canı ne kadar isterse o kadar düşünür o. Peki ya sonra? Başlangıçta adını koyamadığım ve uzun zamandır hissetmediğim şeyler hissetmeye başladım sana. Daha önce böyle hissettiğimi de hatırlamıyorum. Yeni duygular bunlar benim için şu an sorsan şu an da bir isim veremem onlara ama sevdim bu duyguları ben.
Peki ya sen? Sen ne düşünüyorsun benim için? Beni çoktan o tozlu raflardan birine kaldırın mı yoksa sadece gözüme gözüksemesin diye üzerime üzerime bir şeyler örttün de varlığımı hala hssediyor musun?
Ne zaman cevap alabileceğim acaba bunlara? Bir yanım bekle diyor onun şu an zamana ihtiyacı var, diğer yanım ihtiyacı olan bu zamanda neden onun yanında olmuyorsun neden erteliyorsun diyor.
Şu an hem kendimle savaşıyorum hem de senin çok da tutarlı olmayan mesajlarınla. Sana karşı hep açık oldum ben özellikle kendimce girdiğim bu süreçte. Dolandırmadım lafı, uzatmadım, dümdüz sordum dümdüz cevapladım çoğu zaman. Ama şu an ne yapmam gerektiğini yine bilemediğim bir boşlukta bıraktın yine beni..
Ne yapacağım şimdi?..