Kafede sıcak kahvenizi yavaşça yudumlarken göz teması kurduğunuz, yolda yürürken size tatlı bir şekilde gülümseyen, kitaplarınız yere düşünce toplamak için yere eğildiniz kişi. Evet işte o. Bugünün konusu hep var olan ama bizim hikayemizde hiç başrol olamayan insanlar.
Ne gariptir ki hayatınızın uzun bir bölümünü birinin gelmesini beklerken bulursunuz. Belki hiç gelmeyecek olan birini belki de hayatınızda hep olup sizin göremediğiniz birini. Evet bazen insanlar gerçekten önündekini görmekte zorlanıyor. Bu miyop olduklarından değil tabiki…
Farkında mısınız bilmiyorum ama hepimiz bir şeylerden vazgeçtik. Birilerine ben öyle biri değilim açıklaması yapmaktan,kendimizi anlatmaktan.. Eskisi gibi değiliz. Kalbimizi yormayan birilerine denk gelemiyoruz şu sıralar.
Şahsen ben dışarıdan soğuk biri sanılma olayını seviyorum, potansiyel ilişkilerimi önlüyor. Önceden bunun bir dezavantaj olduğunu düşünürdüm. Şimdi sadece bana bahşedilen bir lütuf olduğunu fark ediyorum. Bunu anlamam için büyümem gerekti.
Şu sıralar aslında herkes de biraz kalp kanseri var. Kimsenin seni duygusal anlamda heyecanlandırmaması yani. Biyolojik açıdan kalp kanseri misiniz bilemem ?
Ne zaman kendimizi birine adasak kazık yediğimiz için güvenlerimiz azıcık kırılmış olabilir. Frued’un kızına yazdığı mektupta da dediği gibi ;
”Sevgili Anna, en güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre; sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin. Yani bunun güçsüzlükle alakası yok.”
Evet Freud babamız gerçekten haklı konuşmuş. Güvensiz kalplerimizi karaktersiz insanlara borçluyuz.
Demem o ki. Birinin doğrusu olmak için çabalamayın. Kendi doğrunuz zaten sizi bulur. Bazense kendi doğrunuz zaten sizsinizdir. Sadece biraz daha derinlerinize inmeniz gerekiyordur. Kendinizi araştırabilirsiniz.
Birinin sizi gerçek biri olarak görmesini bırakın. Kendiniz için yaşayın her gün birkaç mantıklı cümle kurun, arkadaşlarınızla gülün ve yemek yiyin. Bende ideal bir gün tanımı aynen bu şekil olmalı.
Birinden bir şey beklemeyin bu şekilde hayal kırıklığına da uğramazsınız belki mutlu da olamazsınız ama bu kısmı sizin düşünmeniz gerek.
Tesadüfen tanıştığınız insan diye bir şey yoktur. Her yol önceden belirlenmiştir. Her şey olması gerektiği zamanda olur. Doğru zamanda, doğru yerde…
Sonuçta yarın ne olacağı bilinmez. Zaten bunun için yaşamıyor muyuz?
-Okuduğunuz için teşekkür ederim . Görüşlerinizi merak ediyorum, yorum kısmına düşündüklerinizi yazarsanız sevinirim. Mutlu kalın.-