Ülkemizde üniversite öğrencileri için üniversite hayatından iş hayatına geçiş yapma süreci ve bu süreci planlama çok zorlu bir dönemi kapsar. Aslında bu süreçte kendine ne kadar çok bir şeyler katarsan erişebileceğin imkanlar da o kadar artabilir. Fakat bizim ülkemizde bu durumlar daha farklı da sonuçlanabiliyor. Mesela okuduğun bölümle ilgili meslekleri icra edememe, kendine kattığın değerleri kullanamama gibi herkesin korktuğu hatta bir üniversite öğrencisi olarak bu sürecin içinde olduğumdan benim de korktuğum endişe duyduğum gerçekleşme olasılığı yüksek bir durum.
Kesin olmayanın haritasını çıkardığımızda olasılıkları da ortaya çıkarırız. Ancak tüm bu kötü olasılıkları herkes gibi %80’lerde görmek yerine %5’lere indirebilme imkanı bize verildi. Unutmayın ki yaşadığımız her gün, kurduğumuz basit bir cümle, herhangi bir olaya bakış açımız bile gelecekteki benliğimizi belirler ve gelecekteki bizi inşa eder. Bu yüzden şuan ki hayatımızı gelecekteki hayatımızda olmak istediğimiz benliğimize göre şekillendirelim. Peki iş hayatını nasıl planlarız? Aslında tam olarak planlamamız pek mümkün değil çünkü hayatta her şey planlandığı gitmeyebilir. Fakat biz kendimizi elimizden geldiği kadarıyla her fırsatta her anlamda donanımlı bir birey haline getirirsek ve yaptığımız her işi en iyi şekilde yapmaya çalışırsak iş arayan değil iş teklifi alan konumuna geliriz. Bunun için alanımızda kendimizi geliştirmeliyiz, her türden kitap okumalıyız, sürekli dil öğrenmeliyiz, korkmadan yeni şeyler denemeliyiz yenilenmeliyiz. Sürekli öğrenim halinde olmalıyız. En önemlisi de tüm bu öğrendiklerimiz sadece teoride kalmamalı, bu bilgileri deneyimlemeliyiz. John Locke’ un da dediği gibi “Hiçbir insanın bilgisi, edindiği tecrübenin ötesine geçemez.” ve gene John Lock’ un dediği gibi “İnsan zihni doğduğu an boş bir levha gibidir”
Sonuç olarak bu boş levhayı doldurmak ve ne gibi şeylerle dolduracağımız da bizim eğilimimizdedir. Eğitimin sonu yok. Bir kitap okumak, sınavı geçmek ve eğitim ile bitirmek değildir. Doğduğunuz andan öldüğünüz ana kadar hayatın tamamı, bir öğrenme sürecidir. Öğrenmenin sonsuzluğu, insana ne kadar az bildiğini ve ne kadar aciz olduğunu gösterir. İnsan sahip olduklarının toplamı değil, fakat henüz gerçekleştiremediklerinin toplamıdır…