Hazaralar’ın kökenleri hakkında çeşitli iddialar vardır. İç Asya kökenli olan Hazaralar, fiziksel özellikleri, yüz kemikleri ve kültür ile dillerindeki benzerliklerden dolayı Türkistan Türkleri ve Moğollarla ilişkilendirilirler. Hazaralara yapılan genetik analizlerde kısmen Moğol kökenli oldukları görülmüştür. İşgalci Moğol ve Türk-Moğol topluluğun yerel İrani halkla karışmasıyla oluşmuş bir halk olduğu tezi ileri sürülüyor.
Hazaralar, Afganistan nüfusunun yaklaşık %15-20’sini oluşturan etnik gruptur.. Hazaralar, çoğunlukla Şiî inancına sahiptirler. ancak Aymak kökenli Hazaralar Ehli Sünnet mensubudur. Yoğun olarak Bamyan’ı da içine alan Hazaracat veya Hazaristan bölgesinde yaşarlar. Hazaralar, Afganistan’daki en kalabalık üçüncü etnik gruptur. Saf Hazaralar olarak adlandırılan besud, evlilik yoluyla Tacikler ve Peştunlar ile karışan caguri ve uruzgani olmak üzere 3 aşirete ayrılırlar.
Pakistan’ın Belucistan Bölgesinde yaşayan Hazaralar mezhepsel ve sosyal sorunlardan dolayı yerel halk tarafından sürekli dışlanmaktadır. Tüm Dünyadaki nüfusları ı yaklaşık yaklaşık 10 milyon Şii Hazara Afganistan’da 4-6 milyon Sünni, 700 bin İsmailliye 700 bin İranda 2,5 milyon, Pakistan, 500 bin Avustralya , 1milyon ,Avrupa ve Amerika’da olduğu tahmin ediliyor.Pakistan’daki azınlık gruplardan biridir. Pakistan’daki Hazara nüfusunun çoğu Ketta şehrinde yaşar
Görünüş itibariyle Özbek ve Türkmenlere benzeyen Hazaraların konuştuğu dil olan Hazaregi, Farsçanın bir lehçesi olarak kabul edilmektedir. Fakat Farsça ile Hazaregi arasındaki ciddi benzerliğe rağmen iki dil arasındaki farklılıklar da dikkat çekici boyuttadır.Örneğin Hazaregide en sık kullanılan 20 son ekin 15’i Farsça dışındaki dillerden gelmiştir. Buna ek olarak Hazareginin yaklaşık %30’unun Türkçe ve Moğolcadan oluştuğu tahmin edilmektedir.Bu durum bazı yazarlar tarafından Hazareginin Farsça, Moğolca ve Türkçenin karışımından meydana gelen bir dil olarak görülmesine neden olduğu gibi Hazaraların Türk veya Moğol kökenli olduklarına dair görüşü destekleyenler tarafından da kanıt olarak öne sürülmüştür.
20. Yüzyılda Afganistan’ın eğitim yönünden seviyesi en düşük ve kabile sisteminin en katı kurallarının görüldüğü topluluk Hazaralardır. Günümüzde katı sistem sadece Hazaracat Bölgesinin kırsal kesimlerinde uygulanmaktadır. Mir olarak isimlendirilen kabile liderleri ve din adamları topluluğun yönetiminde söz sahibi olmuşlardır.
Günümüzde Hazaralar, Afganistanın Bamiyan, Daykundi, Oruzgan, Gazni ve Meydan Vardek vilayetlerini kapsamaktadır. Bunlardan Bamiyan ve Daykundi, Hazaraların en yoğun olarak yaşadıkları kentler iken geri kalan Gazni, Meydan Vardek ve Oruzgan Hazaralarla birlikte önemli sayıda diğer etnik gruplara da ev sahipliği yapmaktadır. Cağori, Cağatu ve Malistan, Gazni’nin en çok Hazara yaşayan ilçeleridir. Daymirdad, Merkez Behsud, Hisa-yi Avel-i Behsud, Celriz Meydan Vardek’in ekseriyeti Hazara olan ilçeleridir. Bunlar dışında başkent Kabil başta olmak üzere Belh (Mezar-ı Şerif) ve Herat gibi Afganistan’ın en büyük üç şehri, önemli sayıda Hazara nüfusuna ev sahipliği yapmaktadır. üzere İran’ın doğusunda Feriman kentinde, Pakistan’a bağlı Beluçistan’ın Koveyte şehrinde ve Türkmenistan’ın Çarjoy kasabasında yaşamaktadırlar.
Son dönemlerde Hazaraların Türkiye’de başta olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde, Amerika’da, Kanada’da ve Avustralya’da yaşadıklarını bilmekteyiz. Türkiye’de Hazaralarla ilgili çalışmalar yok denecek kadar az.
Hazaralar 1893 savaşlarını İngiliz destekli Peştunlar karşısında kaybedince ana yurtları olan Hazaracat veya Hazaristan’ın büyük bir kısmını kaybetmiştir. Hazaralar bu savaştan sonra kendi topraklarında mülteci konumunda yaşmaya devam etmiştir. Hazaristan’ın dışına çıkanların çoğu merkezi devletin takibatından korunmak amacıyla kendi kimliklerini değiştirerek başka etnik grupların içerisinde varlığını devam etmiştir. Ancak başka etnik grupların içerisinde yaşayan Hazaraların kendilerini Hazara dememelerine rağmen diğer etnik gruplar tarafından hep Hazara olarak hitap edilmiştir.
Hazaraların yer adlarında bir çok Türkçe unsur görülmektedir. Yarkend, Oguzkend, Taşkargan, Aybek, Akçe, Akbulak, Akcım, Akrobat, Akzat, Akzarat, Karahaval, Karanala, Karabağ, Kara kul, Karasay, Karakatak, Özdağ, Bokra, Balaktu, Omballak, Terbolak, Cevbolak, Düzbolak, Karbolak, Karganatu, Çiçektu, Almatu, Arktu, Sumare, Sugili, Sure su, Şarhdag, Altemür, Cerekçür, Hormalık, Çomak, Kaş, Kala, Konak, Kıyak, Kurgan, Kamcak, Yahşı, Yurt, Cıdaran.
Hazaraca’da Bulunan Türkçe Kelimeler
abe: Abla, ace: Büyük anne, adli: Adlı, ad sahibi, ak: Beyaz, aka: Ağabey, akkara: Göz, aksakkal: İhtiyar, büyük, yaşlı erkek, aksakalla: Önderlik yapmak, alaca: Alaca, alagak: Ala bula-siyah-beyaz karışımı, alapençe: Ayağı beyaz, alçık: Çadır, alğa: Çekiç, alhatun: Alkarısı, alış-veriş: Alışveriş, aple: Abla, arpa: Arpa, aştük: Hizmetçi, ate: Baba, aya: Anne, aylak: Yayla,
babe: Baba, babay: Dede, bacanak: Bacanak, bacı: Bacı, baga: Kurbağa, bağalda: Kocaklamak, bala: Yavru, baralla: Açığa çıkartmak, basa: Sürekli, basur: Basur, başemir: Komutan, batga:…
cağa: Yaka, cıl: Yıl, coğulle: Buğdayı tanelerine ayırmak, cuğulda: Gürültü, cül: Örtü, Çul, carçi: Ulak,……
dalle: Deli, damak: Boğaz, damar: Damar, darazda: Uzamak, daruğe: İnzibat kuvvetinin başı, dayı: ……
Elek: Elek, ergaç: Yaşlıkeçi, ergin: dağaltı, erip: eğri, erke: Hayvanı, erkeği, başparmak, erketevle: Şımarmak, nazlanmak, erkun: Nazlı, esne: Esnemek,
gadgula: Karıştırmak, goygırla: Tartışmak,
Hala: Hala, halavda: Yangının büyümesi, han: Han, hatun: Eş, zevce, hazakda: Sürünmek, emeklemek, horoz: horoz, hoşile: sevinmek,
Hazaraları Oluşturan Boylar
Hazaralar, yaşadıkları yerlerin isimleri ve mensup oldukları boy isimlerine göre sınıflandırılmaktadır Ayrıca bazı Hazaraların boy isimleri Day ile başlamaktadır. Day ile başlayan Hazara boyları, Hazaraların en kalabalık boylarını meydana getirmektedir. Bu boylara ait alt gruplar da mevcuttur.Day, güçlü ve cesur anlamlarına gelmektedir. Bu kelime Çinlilerden Moğollara ve Moğollardan Hazaralara geçmiştir. Başlıca Hazara boyları şunlardır:
1- Day Kalan: Hazaraların en kalabalık boylarından birisidir. Day Kalanlar birbirinden ayrı olarak Hazaracât’ın güneybatısı ile kuzey doğusunda yaşamaktadırlar.
2- Day Zengi: Day Zengi Hazaralarının yaşadığı yerler de Hazaracât’ın geniş bir sahasını kapsamaktadır. Bunlar Pencab, Veres, Yekev-Leng, La’l ve Seri Cengel’de yaşamaktadırlar.
3- Day Çopan (Day Çoban): Day Çopanların birçoğu ülkenin güneyinde yaşamaktadırlar. Day Çopanın birçok alt kolu mevcuttur. Day Çopanlar kendilerini Emir Çopanın oğulları olarak söylemektedirler. Emir Çopan, Sultan Ebu Said İlhanlınınen önemli komutanlarındandı. Emir Çopanın emriyle H. 725 yılında Mekke’ye içme suyu getirmek için Arafat’tan Mekke’ye kadar içme suyu kanalı inşa ettirmiştir.
4- Day Hata: Day Hata Hazaraları Uruzgan, Gizab ve Kicran’da yaşamaktadırlar.
5- Day Kundi: Day Kundi hem Hazaraların bir boyu hem de Hazaracât’ın birşehridir. Day Kundi en kalabalık Hazara boylarından biridir. Day ile başlayan diğerHazara boyları şunlardır: Day Polad, Day Mirek, Daye, Day Mirkeşe, Day Mirdad,Day Deko (Day Dehkan), Day Kuzi, Day Ziniyat, Day Melik, Day Birke, Day Nuri,Day Miri, Day Digek, Day Hakkani, Day Kalender, Day Hoten ve Day Kiyu
6- Badehşi Hazaraları: Bu Hazaralar, Katagan ve Badehşan vilayetlerinde yaşamaktadırlar. Bu boy diğer Hazaralardan uzak yaşadıkları için diğer Hazara gruplarıtarafından tanınmamıştır.
7- Kunduz Hazaraları: Kunduz vilayetinde yaşamaktadırlar. Kunduz Hazaralarının bazıları Caferi mezhebine bazıları Hanefi mezhebine mensupturlar.
8- Laçın Hazaraları: Cengiz Hana karşı savaşmışlar ve bu savaştan mağlup çıkınca Hindistan’a göç etmek zorunda kalmışlardır
.9- Hulm Hazaraları: Geniş bir sahaya dağılmışlardır. Timur zamanında Timur’un hizmetine girmişlerdir.
10- Kayan Hazaraları: Afganistan’ın en verimli ve yeşil vadilerinden biri olanKayan vadisinde yaşamaktadırlar. Kayan Hazaraları İsmaili mezhebine mensupturlar
.11- Kuzeydeki Hazaralar: Kuzey vilayetlerinin çeşitli yerlerinde yaşamaktadırlar.12- Pençşir Hazaraları: Pençşir’de 7 vadiye yakın nüfuslarını Pençşir Hazaralarıoluşturmaktadır.
13- Moğol Hazaraları: Bunlar Gur, Ferah, Herat, Bağlan ve Seripul’da yaşamaktadırlar.
14- Tatar Hazaraları: Bunlar geniş bir sahada yaşamaktadırlar ve Hanefi mezhebine mensupturlar.
15- Nikoder Hazaraları: Bunlar Sultan Ahmet Nikoder İlhanlıya mensupturlar. Nikoder, Müslüman olduktan sonra Ahmet ismini almıştır.
16- Badgis Hazaraları: Badgis Hazaraları, Horasan ve Kaleyi-Nev’de yaşamakta ve Day Ziniyat Hazaraları olarak bilinmektedirler. Day Ziniyat Hazaralarının birkısmı İran’da yaşamaktadırlar.
17- Sorhu Parsa Hazaraları: Pervan vilayetinin batısı ve Hazaracât’ın kuzeydoğusunda bulunan Lulenc şehrine bağlı olan Sorh ve Parsa vadilerinde yaşamaktadırlar. Diğer Hazara grupları ise Kolhol ve Kolliç Hazaraları, Badrav Hazaraları, BağalHazaraları, Gudey Hazaraları, Cerman Hazaraları, Loger Hazaraları, Pektiya Hazaraları ve Çaç Hazaralarıdırlar. Bunlar Hazaracât’ın çeşitli yerlerinde ve Afganistan’ıngüneyinde hâlâ yaşamlarını sürdürmektedirler
AFGANİSTANIN TEK Şİİ TOPLUĞU NE ZAMAN Şİİ İNANCINA GEÇTİKLERİ BELLİ DEĞİL
Dini inançları açısından diğer etnik gruplardan ayrılıyorlar. Diğer etnik kimlikler Sünni iken Hazaralar ağırlıklı olarak Şii inancına mensuplar. Çoğunluğu On İki İmamcı Şii olan Hazaralar arasında az sayıda da olsa Şiiliğin İsmailiye koluna mensup olanlar ve Sünniler de bulunmaktadır.
Ayrımcılığa uğramalarındaki en temel etken diğerlerinin Sünni, Hazaraların ise Şii inancına mensup olmaları kuşkusuz. Gerçi On iki İmamcı Şii anlayışına mensup olsalar da İran’daki gibi Ortodoks bir Şiilik değil onlarınki. Düzenli olarak ibadet etme alışkanlıkları ve bu nedenle ibadet yerleri sınırlı. Seküler yaşam tarzına sahipler. Kadınları eğitimli tek topluluk.
Hazaraların Şiiliğe ne zaman geçtikleri de bilim insanları arasında tartışmalı bir konu. Onların İlhanlılar döneminde İslamı resmi din ilan eden Gazen Han döneminde Müslüman oldukları ve Şiiliği resmi mezhep olarak kabul eden Olcaytu döneminde de Şiiliği geçtiklerini söyleyen de vardır; 14. yüzyılda Mazenderan’da kurulan eşitlikçi ve Heterodoks-Batini Şii anlayışa dayalı Serbedariler devletinin yıkılmasından sonra Sebzevari dervişlerin Hazaracat bölgesine kaçmasıyla bölgenin Şiileştiğini söyleyenler de…
Üçüncü bir görüş de Kızılbaş Safevi devletinin bölgeye hâkim olması ve Şah İsmail’in torunu Şah Abbas’ın Şiiliği resmi mezhep ilan etmesiyle Hazaraların Şiileştikleri yolundadır.
Afganistan’da Peştunların yönetimdeki ağırlıkları nedeniyle toplumsal yaşamdan dışlanan ve hizmetçilik dışında hiçbir sektörde iş bulamayan Hazaraların köle olarak alınıp satılması sürmüştür. Amanullah Han 1921 yılında tahta çıkınca Hazaraların köle olarak satılmalarını yasaklamıştır. Yeni hazırlanan anayasaya da bu hüküm konarak Hazaralar eşit yurttaşlık hakkına kavuşmuştur. Tabii sadece anayasa kitabı üzerinde. Sosyal yaşamda bu eşitlikten söz etmek mümkün değildir.
1960’lı yıllarda başkent Kabil ve İran’a ekonomik nedenlerden dolayı yapılan göçler, din eğitimi için Irak’ın Necef ve İran’ın Kum kentine giden öğrenciler Hazara toplumunun değişiminin ve yeniden yapılanmasının başlangıcı olarak kabul edilmektedir. İran’da yaşanan devrim de bu değişimin devamı niteliğindedir.
Sovyet işgaline karşı Şii fraksiyonlar içinde işgale karşı aktif şekilde mücadele eden Hareket-i İslami’dir. Hareket-i İslami dışında küçük çaplı bazı gruplar işgale direnmiştir. Şah rejiminin devrilmesinin ardından Dünya’daki bütün Şii grupları destekleme ilkesini uygulayan İran, bu kapsamda Sovyet Rusya’nın Afganistan’ı işgali sırasında Hazara Toplumunu insani yardım, askeri teçhizat ve eğitim yönünden desteklemiştir.
Taliban, 1996 yılında Afganistan’da kontrolü sağlayıp Hazaralara yönelik saldırılar düzenlediğinde Hazaralar bir anda dünya gündeminin dikkatini çekmişlerdir. Hazaralardan müteşekkil Fatimiyyun Tugayı İran Devrim Muhafızları çatısı altında Suriye, Irak ve Yemen’de Şiilerin kutsal kabul ettiği mekânları korumak adına savaşarak tekrar gündeme gelmiştir.
Suriye, Irak ve Yemen’de savaşıp harp tecrübesi kazanan Hazaralı savaşçıların Afganistan’a dönmesi uluslararası toplumda endişeye sebebiyet vermektedir. Afganistanlı bazı yöneticiler de aynı kaygıyı dile getirmektedir.Hazaraların İran etkisinden kurtarılması gerekmektedir.
Hazaralara yönelik cinayet, gasp gibi hadiseler sık sık yaşanmaktadır. Ağır işlerde düşük ücretlerle çalıştırılma, eğitim kısıtlılığı, halk nezdinde ikinci sınıf insan muamelesi görme, devlet sistemine ayak uyduramama, cinayet ve gasp on binlerce Hazaralı mültecinin müreffeh batı ülkelerine göç ederek yaşamlarını sürdürmesine neden olmaktadır.
Kaynakça:
Ahlaki 1380: M. İ. Ahlaki, Hazaraha Der Cereyani Tarih, Tahran (1380).
Gökdağ 2002: B. A. Gökdağ, “Afganistan’da Türklük ve Hazaralar”, Türkler, C:20. Ankara (2002).