RÜYA

Başını iki elinin arasına alıp önüne eğmiş düşünüyordu.Kafasını kaldırdı,oturduğu banktan kalkıp gökyüzüne baktı derin bir nefes aldı.Oturmaktan uyuşan ayaklarını hafif hafif sallayarak karıncalanmasını geçirmeye çalıştı.Ellerini cebine koyup yürümeye başladı,yine kafası önünde.Evinin önüne geldiğinde tekrar kafasını kaldırıp göğe baktı derin bir nefes alıp,çantasının dibindeki anahtarını buldu.Binanın kapısını açtı.Ağır ağır merdivenlerden çıktı.Dairesinin önüne gelince durdu anahtarını yavaşça anahtar deliğine takıp çevirdi.Ev her zamankinden daha sessiz daha soğuktu sanki.Doğruca salonuna geçti,kendisini boşluktan aşağı atar gibi bıraktı koltuğa.

Gökyüzü siyah elbisesini çoktan giymişti.Bu kalabalık bu gürültü de neyin nesiydi?Feyza şaşkın ve korku dolu gözlerle çevresindeki insanlara bakıyordu.Sizde kimsiniz?Neden başımdasınız?gibi sorular soruyorsa da hep cevapsız kalıyordu.Feyza iyice korkup,titremeye başlamıştı.Gözlerini açtığında başında duran beyaz önlüklünün boynundaki steteskoptan doktor olduğunu anlayıp yattığı yerden kalkmak istedi ama sadece doğrulabildi.Odada ki gözler Feyza’nın üzerine dikilmiş dikkatlice ona bakılıyordu.”Benim ne işim var burada?Neden buradayım?diye sorularını sıralıyordu ki ikinci sorunun bitiminde;” Geçmiş olsunFeyza hanım,doktor Ali ben.Beyin ve Sinir Cerrahıyım.Gece acil olarak getirildiniz.Küçük bir operasyon geçirdiniz.Artık daha iyi olacaksınız.Sık sık bayılma ve baş dönme şikayetleriniz artık olmayacak.” dedi.Feyza hem korku hem de şaşkınlık içinde bir sesle ben hasta değilim ki,ne operasyonu?dedi.Doktor devam etti “yine eskisi gibi sağlıklı olacaksınız,hayatınıza kaldığınız yerden devam edeceksiniz”dedi.Feyza sessizleşti,yutkundu ama konuşamadı,sustu ve gözlerini tavana dikti neler oluyor böyle diye düşünürken yine o korkutucu sessizlik hakim oldu odaya.Donuk gözlerle tavana bakarken aniden gelen korkutucu bir sesle irkildi.Yerinden fırladı.Etrafına bakıyordu.Salonun ortasında boş boş etrafına bakarken buldu kendisini.Oturduğu koltuğun önünde ki anahtarlığı gördüğünde anladı.Şükür çok şükür dedi.Yüzünü yıkayıp,mutfağa geçti.Ocağın üzerinde içerisinde su dolu hazır bekleyen çaydanlıkların altını yaktı.Bir bardak su içti,hava çoktan kararmıştı,tebessüm ederek’,tek derdim işsizlik olsun’.dedi.

EDEBİYEE
Okuyan,yazan,araştıran bir ben var.Bir de yaşamı anlamlı kılmak adına mücadele eden bir beden....
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Sosyalleşemeyen Sosyaller
Sonraki
NASILIM? SİZ NASILSINIZ?

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.