Kimsesiz kalmış olmanın yürek burkan üzüntüsünü henüz sindirememiştim. Kimsesizlik denen, yalnızlık adasında ne bir karam ne de bir denizim vardı, loş bir karanlıktan ve hoş bir sessizlikten başka bir şeyim kalmamıştı. Bunları düşünmek aynı zamanda bana ızdırap veriyordu ama hangi ızdırap yok olmaya mahkum değildi ki? Bu da gelecek, gözlerimdeki ışığı biraz daha çalacak, bir tutam daha umut ve bir gözyaşı damlası kadar ağır olan, üstümde kurtulmak istediğim bir madalyon gibi taşıdığım beni, biraz daha eksiltip gidecekti ve ben biraz daha bensiz kalacaktım.
Sabah kalkıp aynaya baktığımda, ışığı azalmış gözlerim tanımadığım bir yabancının bakışlarıyla baktı bana. Ve o zaman biraz daha olgunlaştım kalan hayatıma karışı. Hoş ya, pek bir zamanımda kalmamıştı hastaydım, hemde bir çiçeğin solmasını andıracak kadar hızlı bitiyordu hayatım. Ah balkondaki kurumaya yüz tutmuş çiçeklerim, ben toprakla buluşunca siz de vedalaşacaksınız galiba toprağınızla.
Şöyle dönüp bakayım diyorum elli senelik hayatıma, sonra fark ediyorum ki bu beni öldürmekten de beter yapacak, susuyorum manolyam, susuyorum hem de bir hiç uğruna. Sen beni göremezsin böyle, kendimden bir haber hastane koğuşunda ölüme volta atıyorum ve biliyor musun en çok beni acıtan bu hastalığın vücudumu kemirmesi değil de, senin yüreğime ilmek ilmek işlediğin bir hayal dünyasının yok oluşu. Ah be manolyam, hayal dünyam ölmesin benden önce, var gel yanıma da varlığınla var olsun tekrar dünyam. Yok, buna mecbur bırakamam seni! Ne senin ne de benim yüreğim bunu kaldıracak kadar genç değil, ama nur cemalini toprağa sürmeden bir buse bile konduramadım ya o ışık dolu gözlerine, belki de bu yüzden kayboluyor gün geçtikçe gözlerimin ışığı, sana koşuyor her umulmadık anımda ve biliyor musun, beni bu yürek yarası atıyor bu kör ateşe.
Manolyam, buluşmamıza az kaldı biliyorsun ama unutma ki ne senin gözlerindeki ışık ne de herhangi birinin kuvveti yeterdi beni bu kimsesizler şehrinin kendini bilmez çocuklarına sevdalanmaya. Bir gün daha kayboluyor gözlerimden. Işıkları kim kapattı? Umutlarım hala var, sana bana olmasada dünyaya, umarım yarınki güneş insanlığın doğuşu onuruna doğar. Umarım bir umut fidanı daha dikilir toprağa yaşama uğruna. Manolyam, üşüyorum. Beni ısıtmaya yetecek mi ateşin ?