Düşünüyorum da günler ne çabuk geçiyor
16 sında genç bir delikanlının denize dökülen umutları şimdi
Sarmış bütün benliğini gülümsemiş ona ay bu gece
Aklında tek bir soru niçin di
Öyle ya genç delikanlının denizi ilk görmesindeki sebep kara gözlü yari idi
Onda tatmış tı denizin maviliklerini
Onda sevmişti maviyi
Ağır geliyor bana şimdi Antalya nın sokakları
İnsan sevdiğin den kaçarmı hiç kaçıyor muş elbette
Sokaklarda yürüyemez oluyorsun
Çünkü biliyorsun o Ankara sokaklarında dondurma yalarken bile
Mutluluğun zirvesinde kuşlar la yarışıyor sun
Yozgat’tan çıkmış bir delikanlı sana kuşlardan bahsediyor du
Evet Evet kuşlar sana aşkım aşkım diye seslenen bir bir kuş sesi
Kim bilir belki de bu yüzden di onu sevmeyişin
Nede olsa hayalleri kocaman genç bir delikanlı öğretmişti sana kuşları
Kelimelerin teferruat olduğu bir oyundur bu delikanlının hayatı
Sevdan suya karışır sızmış kan dağlarına
Yıkılmak üzere olan evler gibi bekliyordum seni yine bu karanlıklarda
Seneler geçti sen hala çözemedin mi kalbime çiviler le gömülen bu aşkı
Sana neyi anlatayım ey kara gözlüm
Karanlık köşelerde baba korkusuna karşı gelerek evine koşarak giden
O genç kız
Sen henüz dokunmadin benim maviliklerime
Erken oldu bu ayrılış
Sana dön diye yalvarmıyorum istesemde başaramam bilirsin
Biliyorum sende mavileri sevmiyorsun
Ama benim giderek mavileşen bir hayatım var
Sabaha daha çok var ama biliyoruz ki bir sabah var
Radyoyu açıyorsun kuşlardan kalma bir mavilik başlıyor yine bu sabah
Erken varsak doğrular bu maviliği yakıcak tı yine
Göğe kendimizi anlatmazdik gökte kendine göreydi işte
Seni sevdim benim için evler arasından bir evdin
Şimdi bu maviye aşık olan delikanlı da bilmiyor gerçekleri
Ondan da uzaklaşmış tı adım adım herşey
Gerçeklerle yüzleşmeye çalıştım çalışmaya inandım
Öyle ya işte genç bir delikanlı şimdi o
Yol kenarından koparıp verdiği papatyalar neredeydi şimdi
Bir kitap arasında ki o papatyalar kadardı delikanlının maviliği
Delikanlı papatyalara hasretti .