Kafamın içinde ki sesleri susturamıyorum. Bu yüzden hiç bir gece kafamı yastığa koyduğumda rahat bir nefes çekip uyuyamıyorum. Ruhumu bırakamıyorum huzura. Canım yanıyor , sürekli daha kendimi toplayamadan parçalanıyorum. Her bir parçam kalbime batıyor ve ben artık ayakta duramıyorum. Sırtımda çok güvendiğim insanların bıçak izleri , kalbimde sevgimden arda kalan yıkık dökük bir şehir. Viran oldum , üstüme koca bir dünya yıkılmışta ben altında kalmışım sanki. Çarem yok. Yapabildiğim tek şey beklemek ve ben artık beklemekten de yoruldum. Sonunu bile bile özlemek en kötüsü ya.
Bir söz vardır hani ; “Kavuşacağını bildiğinde özlemek bile güzeldir.” Diye ama benim kavuşmak gibi bir ümidim bile kalmamışken hâlâ bıraktığın yerde bekliyorum. Ne geri adım atabiliyorum , ne de ileri gidebiliyorum. Kokun hala burnumun derinliklerinde o yüzden adın geçtiği her an sızlıyor. Hiç bir yere sığamıyorum , seninle sevdiğim caddelerin şimdi sadece adı kaldı. İslandığımız yağmurların anlamı sen varken güzeldi. Ellerim seninle anlamlıydı ve artık sadece bana fazlalıklar. Ölmek istiyorum ama arkamda bırakacağım insanları düşündükçe vicdanım buna izin vermiyor. Aslında tek istediğim kafamın içinde dolaşan sesleri susturmak. Huzurlu uyumak hayal oldu bana. Hayal demişken , ne güzel hayallerimiz vardı seninle , o kadar çok gelecek konuştuk ki şimdi ben bu hayallerin içinden nasıl tek başına çıkıcam bilmiyorum. Ben bu acıyla tek başıma nasıl mücadele edicem bilmiyorum.
Pişman olmadım yaşadığımız hiç bir andan ve ben hala sana kin tutmadım. Bilerek yapmamıştır , sevmiştir dedim ve ben hala buna sığınıyorum. Sen benim limanımdın , ıssız kaldım şimdi. Çığlıklarımı kimse duymuyor çünkü ben hala senin yanındayım. Kalbim yanında , ruhum yanında. Aslında ben hala senim , sen ne kadar ben olmasan da.