Dünya istihbarat örgütlerinin karşı tarafı yönlendirmek için psikolojik operasyon yapabilmeleri en önemli hedefleridir. İstihbarat örgütleri özellikle CIA ve MOSSAD bu konuya büyük önem vermektedirler. Bir Çin atasözü vardır, “Yüz savaş kazanmak hüner değil, hüner savaşmadan güvenliği sağlamaktır.”
İstihbarat örgütleri bu konuya bilimsel olarak eğitilmektedirler. Sürekli çalışmalarla yeni yollar araştırmaktadırlar. Bugün MOSSAD’ın CiA’dan daha başarılı operasyonlar yapmasının iki nedeni vardır. Birincisi, Tevrat’ta Musa Peygamber’e Kenan ilinde casusluk yapmasının emredilmesi. İkincisi de, ideallerinin yüksek fakat güçlerinin az olması ve dünya bilim çevresinde önemli etkinliklerinin olmasıdır.
Tarihte buna örnekler var mı?
Bilinen ilk ve en önemli psikolojik operasyon örneği Hasan Sabbah’tır. Haşhaşi Tarikatı da denilen bu örgütlenmede kişiler Haşhaşın etkin maddesi eroinle keyif duygusuna ve cennet inancına şartlandırılıyor. Hasan Sabbah’a itaat ederlerse hep böyle yaşayacaklarına inandırılıyorlardı. Böylece intihar saldırılarını zevkle yapıyorlardı.
1937’de Stalin’in Halk Mahkemelerimde davalıların itiraflarında bazı kimyasallar kullandığı bilinmektedir. Hatta Macaristan Kardinali’nin de bulunduğu bir davada davalılar devlete karşı bir tutum aldıklarını birden itiraf etmişlerdi.
Peki durum ahlâki midir?
Kesinlikle değildir. Mamafih, Dünya Af Örgütü 1992 yılında bir rapor neşretti. Bu durum “İnsanın zihni yetilerini bozmayı, yok etmeyi, değiştirmeyi hedefleyen sorgulama prosedürü ahlâki suçtur denildi. Fiziksel işkence sınıflandırması kadar insanlık dışıdır” düşüncesi benimsendi.
Hangi yöntemler uygulanıyor?
Klasik yöntem; psikolojik faaliyet, propaganda ve beyin yıkama yöntemidir. En sık kullanılan yöntem; kimyasal maddeler kullanılarak kişinin düşüncesini etkilemektir. Son yıllarda üzerinde çalışan ve durulan yöntem ise elektronik implantlar yerleştirilerek kişinin beynini uzaktan kumanda ile yönetme çabalarıdır.
Psikiyatride tedavi amacıyla kullanılıyor mu?
Kişiyle güven ilişkisi içinde psikoterapödik ilişki kurulabilirse bilinçaltı duygular, eğilimler, hatıralar, şartlanmalar ortaya çıkarılır.
Psikiyatrik uygulamada tanı ve tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Narkoanaliz olarak tanımlanan bu yöntemde kişiye damardan kısa süre etkili barbibüratlar verilir. Kişi uyku uyanıklık arası bir boyuttadır. Bilinçaltının üstündeki baskılar aralanır. Kişiyle güven ilişkisi içinde psikoterapödik ilişki kurulabilirse bilinçaltı duygular, eğilimler, hatıralar, şartlanmalar ortaya çıkarılır. İlaçlı hipnoz da denilebilen bu yöntem kişinin bilinçaltı çatışmalarını analiz edip onun tedavisini gerçekleştirmek için kullanılır.
Hipnozla beyin yıkamak mümkün müdür?
Hipnoz bilimsel bir yöntemdir. Kişi hipnotik uykuya geçtiğinde vücut ve beyin uyur, fakat terapistle, kişi arasında seçici bir algılama alışverişi kanalı açılır. Böylece kişi yönlendirilir, düşünceleri, duyguları değiştirilebilir. Psikiyatride hastalıklı düşünceleri yok etmek, sağlıklı düşünceler kazandırmak, ego gücünü arttırmak için bu yöntemi kullanıyoruz. Her bilimsel yöntem gibi hipnozda gösteri malzemesi veya siyâsî amaçla kullanılabilir. Hipnozda ilk şart iki tarafın birbirine güvenmesidir. Daha sonra konsantrasyon gücü artırılır, uygun telkinde bulunulan kişi geçmişine götürülebilir, beyni yıkanabilir, yanlış şeylere inandırılabilir. Ancak kişiye hipnozda istemediği şeyi yaptıramazsınız. Bazı kişiler telkine çok yatkındır, kolaylıkla girerler. Fakat obsesif ve paranoid denilen güvensiz özelliği fazla olan kişileri hipnotik transa geçirmek çok güçtür.
Elektromanyetik etkileme mümkün müdür?
Evren “Radiant Enerji” denilen bir enerjiden oluşur, gördüğümüz spektrum bir dalga boyudur. Morötesi ve kızılötesi dalga boylarını göremeyiz. Ancak röntgen filmlerinden, termal kameralara, yeraltı su havza haritalarına kadar birçok alanda kullanılır. Her elektrik kaynağı bir radyasyon neşreder. Bazı radyasyonlar iyonlama yaparak hücre ölümlerine yol açar. Hidrojen atomu frekansına uygun mikrodalga ile MR gibi beyin tomografileri çekilir. Mikrodalga fırınlarda ışınların camı geçerek tabak içindeki suyu buharlaştırdığını biliyoruz.
Elektronik parça yerleştirmek mümkün mü?
İnsan davranışını kontrol etmek isteyenler hayvan deneylerinde bunu gerçekleştirmişlerdir. FM radyo kanalı ile sinyaller alabilen ve nakledebilen minyatür elektrotlar hayvan kafasına yerleştiriliyor. Maymunda cinsel saldırganlık, boğada âniden durma komutu verme deneyleri başarılı oldu. Yunus balıkları yönetilebildi. ABD’de beynin elektronik uyarılması zihinsel özürlülerde ve eşcinsellerde araştırılmıştır. James Olds isimli araştırmacı beynin hipotalamuş bölgesine elektronik implant yerleştirerek eşcinselleri kontrol etmeyi başardı. Hastalarda korku, heyecan, halüsinasyon oluşturarak davranışlarını ödüllendirdi veya cezalandırdı. Zihinsel özürlülere de benzer deneyler yapıldı. Bu çalışmalar çok tartışıldı. Bilimin iyiliği değil hastanın iyiliği ön planda tutulması etik kuralına göre çalışmalar durduruldu. FM radyo kanalında sinyaller alabilen ve nakledebilen bu uzaktan beyin elektronik uyarılması ateşli tartışmalara konu oldu. Hatta Fransa’da her doğan çocuğa kimliğini belirtir elektronik parça yerleştirerek ömür boyu nerede olup olmadığını izleyebiliriz tezi bile ortaya atıldı. İnsanın robot gibi tuşlarla kontrol edilmesi çok tehlikeli bir gelişmeydi. Elektronik implantı (Stimoreceiver) bulan Dr. Delgado beynin amigdal ve hipokampus gibi alanlarını canlandırarak neşe, tuhaf duygu ve renkli görüntü gözlemlediğini kayıt ederek, kitabında açıkladı. Radyohipnotik beyinlerarası kontrol projesi elektronik hipnoz yapmayı amaçlamaktadır. Bu projede kişiye istemediği şeyler yaptırmak mümkün hale gelecektir. Tuşlarla kontrol edilen insana ne yaptırılmaz ki! Elektromanyetik enerjinin biyolojik bilimlerde kullanılması yeni bir gelişme midir? Bugün psikiyatride beynin ürettiği sinyalleri kaydederek beyin fonksiyonel görüntülemesi yapılabilmektedir. Klasik EEG’nin bilgisayar devriminden sonra analog sinyallerin sayısallaştırılması ile beyin haritası çıkarılıyor. Beynin hastalıklı çalışan alanlarını görüntüleyebiliyoruz. Tanı ve tedaviyi güçlendirmek için işe yarayan bir yöntemdir. Hatta ilaç tedavisinin biyo yararlılığını hasta izlerken görselleştirmiş oluyoruz. Elektromanyetik enerjinin tedavide kullanımı yeni gelişmelerdendir. TMS denilen bir yöntem ile ilgili araştırmalar hâlen sürmektedir. Beynin ön bölgesine elektromanyetik uyarı vererek depresyonu tedavi etme projesi elektroşok tedavisine alternatif olarak işe yarayacak gibi görünmektedir.
Bir de duyu ötesi algı var. Bu konuda neler söyleyebiliriz?
Birleşik Devletler parapiskolojik araştırmalara büyük bütçeler ayırmaktadır. Beş duyuyu kullanmada insanın geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman hakkında bilgi edinmesi çok ilgi çeken bir konudur. Telepati, Duru görü (Clair-voyance), Altıncı his de denilen bu algılama biçimi hakkında şu anda bilimsel çalışmalarda sağlam deliller yoktur. Sesin, elektromanyetik frekansın, lazerin varlığı başka dalga boylarının varlığına kanıt olabilmektedirler. Zihni kontrol etmenin, ikizlerin, anne-çocuk arasındaki uzaktan duygusal etkilenmelerin nasıl olduğu henüz çözülemedi. Rüya laboratuvarlarında telepati yolu ile kavram ve imaj uyandırdığının gözlemlenmesi elektronik psikiyatri açısından devrim niteliğindeki çalışmalardır. Duru görü veya beden dışı sezgi denilen bir yöntemde de bazı denekler odada gizlenmiş nesnelerin yerini tespit etmeyi başarabiliyorlar. “Remote Vievving, remote sensing” denilen uzaktan görme ve hissetme özelliği olan insanların bunu nasıl başardıkları bilimsel ilgi alanına girmektedir. Uzaktan görüşün elektromanyetik işleyişi çözülebilirse insanlığın kaderi etkilenecektir. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; insanın zihninin uzaktan kontrol edilmesi dünya için sosyal ve politik etkileri çok fazla konuşulacağı gelişmeleri getirecektir.
Kaynak= Prof. Dr. Nevzat Tarhan