Bir ırmağın kıyısında, görkemli bir villada oturuyorum. Bir akşam sizi evime davet ettim. Ve siz gelmeden önce ırmağın üzerindeki köprünün yanına bir halat gerdim, Ve siz geldiğinizde; Köprüden değil, halatın űstünden geçeceksiniz, aksi halde sizi evime almam, dedim…
Nasıl, mantıklı mı? Elbette ki değil. Tıpkı Rabbimizin bizi Cennetine davet ettiği gerçeği varken, cenneti hakedenleri sırat köprüsünden geçireceği ve geçemeyenlerin cehenneme düşeceği safsatası gibi.
Allah sizi mutluluk ve güvenlik yurduna çağırıyor…(Yunus 25)
Rabbinizin mağfiretine ermek ve muttakiler için hazırlanmış gökler ve yeryüzü genişliğinde olan cenneti kazanmak için birbirinizle yarışın!(Ali İmran 133)
Bu hurafeyi uyduran zihniyete göre hesap görülüp ve sevap tartısı ağır gelip kitabın sağından verilmesi de yetmiyor. Son olarak da kıldan ince kılıçtan keskin bir köprüden de geçmek gerekiyor. Köprüyü kimisi ışık hızında, kimisi zar zor geçiyor. Ve olur da geçemeyenler cehennemi boyluyor
Oysa bakın ayetler ne diyor :
Rabbimiz Allah’tır deyip, dosdoğru yol üzerinde durmaya devam edenler için, “korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir”.(Ahkaf 13)
İşte (o gün) sicili sağ eline verilen kimseye gelince: Onun hesabı pek kolay görülecek,ve kendi insanları arasına sevinçli bir şekilde dönecek.(İnşikak 7/8/9)
İyilikleri ağır gelen kimse…O kendisini, hoşnut olduğu tarifsiz güzellikte bir hayatın içinde bulacak;(Karia 6/7)
Görüldüğü üzere cennetliklerin hesabı kolay olacak ve hesaptan sonra kendini cennet nimetlerinin içinde bulacak. Şu köprüden de geçmelisin diye bir şart dayatılmayacak.
Şu ayetlere de dikkat edin:
O gün (gelince), O rahmet kaynağının huzurunda, sorumluluk bilinciyle kuşanmış olanları “ağır konuklar” olarak toplayacağız.(Meryem 85)
Yaptıklarının en güzeli ile karşılanma sözü verilenler cehennemden uzak tutulacaklar. Cehennemin hışırtısını bile duymayacak, canlarının çektiği nimetler içinde ölümsüz olacaklar. O en büyük korku bile onları üzmeyecek: onları Melekler karşılayarak “İşte size söz verilen gün bugündür” diyeceklerdir.(Enbiya 101/102/103)
Ağır konuklar olup cehennemin hışırtısını bile duymayacak, korkudan emin olacakları nasıl cehennemin üstündeki sırat köprüsünden geçiriyorlar anlamak mümkün değil.
Rablerine karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar “guruplar halinde” cennete buyur edilecekler. Kapıları zaten açılmış bulunan cennete vardıklarında, oranın muhafızları kendilerine şöyle diyecek:“Selam olsun size! Safa başınıza! Ebedî kalmak üzere buyursunlar!..”(Zümer 73)
Dikkat edin tek tek değil, gruplar halinde…
Peki cehennemlikler için durum nasıl?
Günahkarları, suya koşarcasına cehenneme sevk edeceğiz.(Meryem 86)… yanlışlar içinde olanları orada diz üstü çökmüş olarak bırakacağız.(Meryem 72)
İnkârda direnenler, “guruplar halinde” cehenneme sürülecek. Oraya vardıklarında, (cehennemin) kapıları açılacak; ve oranın muhafızları onlara:“Size aranızdan Rabbinizin âyetlerini ulaştıran ve sizi (hesap vereceğiniz) bu güne karşı uyaran elçiler gelmemiş miydi?” diye soracaklar.(Zümer 71)
Ayrıca cehenneme köprüden düşmenin olmadığı, bilakis kapılarından gruplar halinde girileceği Hicr suresi 44. ayette de apaçık bildirilmektedir:
Onun yedi kapısı vardır. Her kapıya onlardan bir grup ayrılmıştır.
Görüldüğü üzere cehenneme gidenlere dahi bir köprüye zorlanıp oradan cehenneme düşmesi söz konusu değildir. Kaldı ki cehennemliklerin de cennetliklerin de gruplar halinde sevkedileceğinden bahsedilmektedir.
Kur’an’ın neredeyse dörtte biri hesap günü, cennet ve cehennemden bahsederken, Ve olacakları apaçık tasvir ederken, sırat köprűsü diye bir hurafeyi ortaya atmak ve buna inanmak nasıl bir aldanıştır. Hayır, bu olsa olsa Kur’an’sızlıktır.
Sırat köprüsü zerdüştlükten islama kopyalanmış kocaman bir yalandır.
Lütfen dininizi KUR’AN’dan öğrenin, Aldanmayın.
Ahiretiniz cennet olsun İnşaAllah….