Mutlu olmak ellerinde…

“Mutsuzluk, mutluluktur!” desem çok mu iddialı bir cümle ile başlarım 🙂 O zaman başladım bile 🙂 Bugün size anlatmak istediğim bazı negatif kelimeler var cebimde. Mutsuzluk, üzüntü, huzursuzluk gibi. Hep eksi eksi eksi, negatif negatif kelimeler. Ancak korkmayın, çok önemli bir konuyu bahsedecem size. Anladım ki bu kelimelerden kaçmamak gerekiyor. Derine inip incelemek gerekiyor. Belki mutsuzluğun dibine indiğimizde orada bir mutluluk bulabiliriz diye düşündüm. Bi nevi öyle de oldu 🙂

Düşündüm ve hatta düşünmekle kalmayıp deneyimledim. Yani mutsuz olduğum bir dönem “ben şimdi neden mutsuz oldum?” diye düşündüm. Aklım bir sürü cevap verdi. Tüm yaşadığım olayları karşıma dizdi aklım. Ancak benim hepsinde verdiğim cevap aynıydı. “Hayır, hayır! Ben bunu aramıyorum.” Konunun daha derinine inmeli ve aklımın bana söylediği tüm olaylardan kendimi geri çekmeliydim. Bu arada ben kişisel gelişimci falan değilim. Nefes egzersizleri, şifa uygulamalarında filan bahsetmeyeceğim korkmayın. Zaten bir dönem çok ilgilendiğim yaşam koçları artık bana pek samimi gelmiyorlar. Yaşam koçları çok güzel konuşuyorlar. O konuşmalara göre kendilerinin evliya olması gerekiyor ancak ufak bir yazısını izinsiz paylaşınca küplere biniyorlar 🙂 Sadece deneyimlerimi yazıyorum bu blogda. Her neyse konumuza dönelim 🙂

Tüm düşüncelerim sonucunda çok çok önemli bir şey keşfettim. “Evraka!” Mutsuzluk aslında bir sinyaldir ve kesinlikle hayatta olması gerekiyor. Çok garip, gerçekten bundan sonrası çok garip! Sürekli mutsuzluk durumu ne kadar psikolojik bir hastalıksa sürekli mutluluk hali de bir psikolojik hastalıktır. Mutsuzluk durumu gayet doğaldır ve o zamanlarımızda da onu bir misafir gibi kabul etmeyi öğrenmek gerekiyor. Mutsuzluk bir sinyaldir. Sinyal? Tam olarak şöyle açıklayayım. Üzüntülü zamanlarımız uyarıcıdır. Bizi bir şeylere karşı korur ve uyarır. Hayatta bazı işlerimiz olumsuz yönde gittiği zaman mutsuz olmaya başlarız. Yani mutsuzluk duygusu sinyal verir. Bana der ki “Melisa bak şöyle bir problem var. Bunu acilen düzeltmen lazım. Seni bunu anlaman için mutsuz ediyorum. Eğer bu problemi düzeltmezsen seni daha fazla mutsuz ederim. Seni tehdit ediyorum. Çabuk git problemi çöz!” Evet arkadaşlar mutsuzluk aynen böyle işliyor. Mutsuzluk gayet normal bir durumdur. Bize bazı problemleri işaret edip onları çözmemiz gerektiğini söyler. Eğer hiç mutsuz olmazsak o problem daima orada yaşayacaktır. Ancak iyi ki bazı zamanlarımız üzüntülü geçiyor ki hayatımızdaki problemleri görüp onları düzeltmeye çalışıyoruz. Mutsuz olmayı bir sorun olarak görmemek gerekiyor. O hayatın gayet doğal bir parçası. Aynı ilkbaharın gelmesi için gereken sonbahar mevsimi gibi. Sonbahar ne kadar normalse mutsuzluk da o kadar normaldir. Mutluluk da çok normal. Her şey çok normal 😀

Özetlemek istiyorum. Aslında çok derin bir konu ancak şunu bahsetmek istedim. Hayatımızda bazı negatif dönemlerimiz olacak. Bu kaçınılmaz. “Bu neden başıma geldi? Neden ben? Böyle şeyler zaten hep beni bulur” diye düşünmek yerine mutsuzluğu önce gayet normal bir durum gibi kabul etmeyi ve sonrasında sinyal verilen problemi çözmeye çalışmak çok büyük olgunluktur dostlar. Gerçekten çok büyük olgunluk. Hayatta rüzgarlar esecek. Bazen çok şiddetli esecek. Hatta bazen düşürecek. Düştükten sonra ise önünde iki seçenek var. Ya yerde yatmaya devam edeceksin ya da ayağa kalkıp rüzgarla öpüşmeyi seçeceksin. Seç birini. Hayattaki en büyük olgunluk, hayattaki hiçbir hadiseden etkilenmeyip rüzgarla arkadaş olabilmek 🙂 Bitirelim mi?

Selametle 🙂

melisa-melisa
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Koronavirüse Karşı Bağışıklık Sistemini Güçlendir!

Koronavirüse Karşı Bağışıklık Sistemini Güçlendir!

Sonraki
Hayatına yön ver

Hayatına yön ver

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.