Dilim susmaya başladığında kalemim konuşmak için çırpınıyor, sözlerimin en acıyan yerinden tekrar tekrar vuruyor.
Sessizlik beni ele geçirdiğinde beynim kalbimin dilini kesiyor, ince ince gönlüme işlediğim aşk tuzla buz olup yağmur misali üstüme yağıyor; üşüyorum ben, güneşin dünyaya en yakın olduğu tarihte, bir adım daha atıyorken sensizliğe kar yağıyor o umutsuz gece.
Ay yok bugün, güneşe çoktan batmış; yapayalnız, elektrikler kesilmiş ve titriyor bedenim, karanlık üstüme bir yorgan gibi serilmiş.
Yeni cümlelere başlıyorum sonu asla gelmiyor, artık nokta değil virgül kullanıyorum çünkü korkutuyor artık bitişler ve keskin ayrılmış iki cümle, artık daha çok bağlaç mümkün olmadığı kadar noktasız bir hayata devam ediyorum…
Şimdi sessizlik vakti, almış başımı gitmişim, ne kadar ileri gidebildiysem, yanı başında fakat çok uzaklardayım, bana yaklaştığın her milimde ben daha da uçurum kenarındayım…