Bugün buraya bir anımı bırakmak istiyorum. Belki de yoksulluğun bir başka adına şahit olan anımı.
Geçen kış döneminde, arkadaşlarımla yürüdüğümüz yolun kenarında denk geldik bu insanlara. Yerden kömür toplayan bir anne ve iki kızı. Öyle olunca bizde arkadaşlarımla birlikte yardım edelim dedik, bir faydamız olsun diye. En başta sandım ki kendi kömürleri dökülmüş, boşa gitmesin diye topluyorlar. Fakat pek de sandığım gibi değilmiş. Bir başkasının kömürlerinden dökülen, artık diye görülen kömürlermiş. Bir başkasının artık dediği, bir başkasının ısınabilmek için umuduymuş meğer…
Kızlardan biri küçüktü ne kadar iki yaşında olduğunu söylese de bir beş yaşında var. Anne dedi bir şey sorabilir miyim ardından da “bu son kömür toplayışımız dimi, bir daha toplamayacağız?” diye sordu. Ben sadece bir kez gördüm ama kim bilir daha kaç kez toplamıştı. Eğer böyle çalışırsa babası ona harçlık verirmiş. Arkadaşım da o zaman sen çok seviyorsundur babanı dedi. Verdiği cevap “ben onu çok seviyorum ama oda beni ne sever ne” oldu. Bazı şeyler aslında bu cümleden ibaret. Hem sevgiye, hem varlığa aç bir çocuk. Sonra adını sordum ona Kanat dedi. Soyadı mı yoksa hayalindeki adı mı bilmiyorum çünkü annesi ona Ada diye sesleniyordu. Gideceğimiz zaman annesi evlerini tarif ederek bizi çay içmeye davet etti. O içtenlik, o teşekkür benim, bizim için birçok şeyden daha değerliydi.
Bir gün büyüyeceksin Ada Kanat… Ve belki de hepimizden çok kıymet bilen bir insan olacaksın. Hem belki kim bilir adının hakkını vererek özgürlüğe uçacaksın?