İçinde bulunduğumuz strese karşı meydan okumak çoğu zaman oldukça güç oluyor. Yaşadığımız telaş, koşuşturma her birimiz için birer stres faktörü. Yapılan çalışmalarda da stresin ne kadar bedenimize zarar verdiğini hastalıkların anası olduğunu biliyorsunuzdur. Peki ya psikolojik olarak içimizdeki bizden bağımsız yaşayan bu düşmana karşı nasıl ayakta durabiliriz. Tabi ki bunun birçok yolu var. Psikoterapiler, stresle başa çıkabilme yolları aromaterapiler.. Fakat ben bu yazımda size daha önce adını çok kez duyduğunuz fakat deneyimlemediğiniz ve tam olarak ne olduğu hakkında çoğunuzun fikri bile olmadığı bir şey paylaşacağım.
Öncelikle yoga Hindistan da ortaya çıkan ruhu bedeni ve zihni aktive eden bir uygulamadır. Birçoğumuz yogayı fiziksel esneme hareketlerinden ibaret zannediyoruzdur. Fakat yogadaki asıl amaç zihni bilinçlendirip, bedeni aktive edip, ruhu dinginleştirebilmektir. Hareketleri yaparken acıyı hissetmeyi ve birçok acının bedenin ötesinde olduğunu, sabredebilmeyi, anda kalmayı, savaşmaktan kaçmaktan öte olanı olduğu gibi kabul edip hayatımıza almayı, farkındalığımızı arttırmayı ve daha birçok şeyi öğretiyor. Sanıyorum ki şu an bu yazıyı okuyan herkes ‘bana çok abartmışsın, bana iyi gelmez, iki esneme hareketiyle tüm bunlar nasıl olacak?’ diye sitem ediyorsunuzdur. Bende sizin gibi düşünüyordum.
Yogaya başlama hikayem biraz ani oldu ve başlarken bende sizin bildiğiniz kadar bilgiye sahiptim. Bedenim hiç esnek değildi ve bundan rahatsız oluyordum. Hareketsiz yaşam beni erken yaşta ağrılarla tanıştırmıştı. Çok kez spor yapmayı denedim, egzersizlerle uğraştım fakat iki gün sonra sıkılıp bırakıyordum ve benim için devamlılığı olmuyordu. Bir gün sosyal medyada görüp yahu şu yoga hareketlerini deneyeyim de iki enerji olsun diye başlayıvermiştim. Yarım saatlik hareketlerden oluşan bir yoga pratiğini izleyip yapmaya çalıştım. Çok komik olduğuna eminim çünkü beceremiyordum ve çok zorlanıyordum ama garip şekilde ertesi gün bir daha denemek istedim. Daha sonra diğer hareketlerin olduğu videoları açtım onları denedim ve böylelikle iki günde bir bu pratikleri yapmaya başladım.
Tabi ben hala yoganın ne olduğunun farkında değildim. Oturup araştırdım ve az önce size bahsettiğim bilgilerin çok daha fazlasına ulaştım. İnanmayacaksınız ama çok fazla stres yaptığım çok fazla öfkelendiğim olaylara bile daha farklı bakmaya başladım. Yemek düzenim değişti. Yapamadığım hareketleri yaptığımı fark ettim. Bedenimi keşfettim. Tam olarak yogayla tanışınca bir mucize olduğunu anladım aslında. Benim ihtiyacım olan şey buymuş dedim.
Yoga pratiklerinin içerisinde tabi ki meditasyonlar, nefes çalışmaları yaparak daha fazla gevşemeniz mümkün. Ben yogayı bıraktığım bir ara hayatımdaki karmaşayı çözemediğimi fark edince yine sıkıca sarılmıştım. Namaste demiştim
Şu an yogadan bahsedip namaste kelimesini açıklamadan olmaz bunu farklı bir yazı da açıklarım ama kısa bir bahsedecek olursam namaste hem merhaba hem de hoşçakal anlamında kullanılır.
Bu kelime Hinduizm’den gelmektedir ve karşılığı olan dil Sanskritçe’dir. Bu, Hinduizm dinine inanan kişiler için kutsal sayılan dillerden biridir. Mudra olarak bilinen belirli bir jestle kullanılır. “Namaste” dediğiniz zaman avuç içlerinizi göğsünüzün hemen önüne birleştirirsiniz. Bu, merhaba ya da güle güle dediğiniz kişiye karşı saygı göstergesidir. Yoga ya başlarken ve bitirirken kendinize saygı gösterip sevginizi dile getirdiğinizi düşünebilirsiniz burada.
İşte benim yoga hikayem böyle. Size yogayı belli tanımlar kullanarak değil de kendi hayatımdaki yeriyle açıklamak istedim. Eğer ki böyle içsel bir huzur arıyorsanız yogaya neden şans vermeyesiniz ki. Bence denemeye değer. Hep birlikte bedene ruha doğru bir keşfe var mısın?