Dünya. Karmaşa, kaos, düzen, savaş, barış, iyi, güzel…. Tüm duyguları barındıran, genellikle insanlar tarafından sevilmeyen ancak bırakıp da gidilmesi zor olan yer. Dünyadan önce neredeydik, buraya hangi yollardan ve nasıl geldik, en büyük muammalardan. Bu konuyla ilgili ilahi veya bilimsel birtakım açıklamalar tabii ki mevcut. Ancak ben farklı bir pencereden düşünmek istedim biraz.
Yaradılış fikrine göre şekillenen dinler üzerinden konuyu açıklamak istersek Hz.Adem ve Hz.Havva’nın cennette işledikleri bir günah sebebiyle cennetten kovulması ile insanlığın başladığı düşüncesi karşımıza çıkar. Bunu doğru kabul ederek yapacağımız ilk çıkarım, şu andaki dinlerin insanlara vaadettiği gibi cennette günahın olmadığı fikrinin pek de gerçekçi olmadığıdır. Günahın olmadığı bir cennet olsaydı Hz.Adem ve Hz.Havva’nın cennette günah işleme gibi bir imkanı olamazdı. Yani cennet denilen yerde de günahın olduğunu anlıyoruz. Buradan hareketle insanı öldükten sonra gidebileceği cennette de hesapsız ve sınırsız bir hayat beklemiyor.
Şöyle bir ütopik bir fikir üretebilir miyiz? Eğer ilk insanlar gerçekten bir günah işledikleri için cennetten kovulduysa acaba yaşadığımız dünya aslından cehennemin ta kendisi olabilir mi? İnsanların dünyada geçirdikleri ömürlerinin süreleri de cennette işledikleri günahların büyüklüğü ile orantılanmış mıdır?
Kim bilir belki de bu tez yaşadığımız şu dünyadaki yaşananlara bakılarak mantıklı gelebilir. Son yıllarda ölen kişilerin ardından genelde bu dünyadan kurtuldu veya gerçek hayat aslında onun gittiği yer gibi cümleleri pek duyarız. Dünyanın gidişatına bakıldığında günden güne yaşananlar insanların dayanma güçlerini zorlaştırmaktadır. Savaşlar, açlık, şiddet, tecavüz ve insan onuruna yakışmayacak tarzdaki yaşamlara mahkum kalan insanlara baktığımızda dünyada yaşamak git gide tahammülü zor duruma gelmektedir. Bu da yaşanan dünyanın cehennem olabileceğini ve buraya gelenlerin günahlarını çektikten sonra tekrar cennete döndüklerinin düşündürebilir. Günahının büyüklüğüne göre bu dünyada yaşam süresi belirleniyor olabilir. O yüzdendir ki kimi insan doğar doğmaz ölmekte kimisi de çok uzun yıllar kalmaktadır bu dünyada. Kimisi barışın hakim olduğu kimisi de savaşların tam ortasına doğmaktadır. Eğer doğmadan önce böyle bir tasnif yapılmıyorsa şu andaki yaşananlar çok adaletsiz değil mi? Herkes kendinden hareketle dünyasına bakarak bununla ilgili bir yorum yapabilir. Hepimiz şu andaki yaşadığımız hayattan daha iyi veya daha kötü bir durumda olabilirdik. Ve bu yaşadıklarımızı ilk başta hiçbirimiz seçmedik.
Her şeye rağmen yine de iyi bir durumdayız diyebiliriz. Bu kadar karmaşık bir dünya ve bilinmezlikler olmasına karşın insanlık yine de bir düzen sağlayabilmiş. Büyük başarı kanımca. Her ne olursa olsun zor ve aslında insan zihninin kaldırması güç bir yaşam burası…