Tarih boyunca birçok olay ve olgu belirli duygular ve eylemler ile hal almıştır. Bu duygu ve eylemlere “güven” en büyük örnektir. Şimdi gelin bu tarihi değiştiren ve çok ağır maliyete sebep olmuş olaya …
Arap İhaneti; Şerif Hüseyin Olayı
Memleketin en hararetli dönemleri idi. Artık eski Osmanlı İmparatorluğun’ dan eser kalmamış, “Hasta Adam” olarak anılmaya başlamıştı. Her devlet aç köpek misali toprakları paylaşmaya başlamıştı. Dönemin padişahı II.Abdülhamid gelecekte olanları kestiriyor. Ama elden bir şey gelmiyordu. Dışarıda olan olaylar yetmezmiş gibi içeride de isyanlar başlamıştı. Dönemin Mekke Emiri Şerif Hüseyin Arap Yarımadasına gidebilmek için Abdülhamid’ den izin istedi. Ancak Abdülhamid böyle kararın ne kadar kötü sonuçlar doğurabileceğini biliyordu. Bu nedenle Şerif Hüseyin’ in bu kararını reddetti. Ancak Abdülhamid tahtan indirilip, yerine V.Reşat getirilince o aynı kararı veremedi. Böylelikle Şerif Hüseyin Mekke’ ye gitti.
Daha sonra I.Dünya Savaşı başladı. Şerif Hüseyin çoktan İngilizler ile anlaşmalar yapmış, çeteler kurmuştu. İngilizler ile savaşmakta Türk askerini arkalarından vuran Şerif’ in birlikleri ilk başlarda çok ağır darbeler vurdu. Daha sonra bölgeye Çöl Kaplanı lakabı ile anılan Fahreddin Paşa tayin edildi. Medine’ yi tekrar geri aldı. Medine’ yi üç buçuk ay boyunca mühimmatsız İngiliz ve Şerif’ in birliklerine karşı savundu. Osmanlı savaşı kaybedince ise her ne kadar peygamber topraklarını terk etmek istemese de mecburen geri döndü. Şerif ve birlikleri, İngilizlerden toprakları ve vaatleri isteyince İngilizler onlardan kurtulmak için şu anki Suudi Araplarını kullandı.
İngilizler sözünü tutmamıştı. Şerif pişmanlıklarını hapishanede kaldığı günlerde yazdığı not defterine yazmıştı. Sonuç olarak müslüman kanı dökülmüştü. İngilizler yalnızca seyretmişti. Araplar güvenimizi boşa çıkarmış ve kardeş kanı dökmüştü. Yüzyıllar boyu devam edecek, iç savaş ve ihanetlerin temelleri atılmıştı…