Rus milliyetçiliğinin büyüme ideali “Büyük Rusya” manasına gelen “velikarusçuluk”tur. Zamanımızın velikarusçusu katliamcı Yeni Rus çarı Putin’dir.
Rus Tarihi soykırımlar tarihidir. Rus tarihi kanla yoğurulmuş bir tarihtir. Fakat dünya Rusya güçlü olduğu için Rus tarihini hiç sorgulamaz,belkide ölenlerin büyük çoğunluğu Türk kökenli ve Turan kökenli halklar olduğu için.
Rusya’nın yapısına bakarsanız, bugün bile Putin’in idare ettiği bir imparatorluktan başka bir şey olmadığını görebilirsiniz. Hükumetler, Meclisler, Duma’lar, yerel idareler ve cumhuriyetler filan büyük ölçüde göstermeliktir. Ve bu ülkede Sovyetler birliği dönemi de dahil olmak üzere daima bir “Velikorus” (Büyük Rus) milliyetçiliği hakimdir.
Rusya Federasyonu içinde yer alan cumhuriyetler şunlardır; Adige, Altay, Başkurdistan, Buryatya, Çeçenya, Çuvaşistan, Dağıstan, Hakasya, İnguşya, Kabardin-Ballcar, Karelya, Komi, Kalmikya, Karaçay-Çerkes, Mari El, Mordovya, Kuzey Osetya-Alaniya, Saha Cumhuriyeti (Yakutistan), Tataristan, Tuva, Udmurtya’dır.
Bugün Rusya federasyona bağlı Özerk cumhuriyetlerde Federasyon’u oluşturan bütün özerk bölge ve cumhuriyetlerde ya azınlık ya da çoğunluk olarak, ama önemli miktarda bir Rus nüfus bulunuyor. Bazı özerk cumhuriyetlerde cumhuriyette ismini veren yer halk azınlık durumuna düşürülmüştür.
Moskova’nın Orta Volga, bölge halklarının ise İdil-Ural olarak adlandırdıkları alanda Rus olmayan altı cumhuriyet bulunmaktadır: Tataristan, Başkurtistan, Çuvaşistan (Türk Cumhuriyetleri), Udmurtya, Mordovya, Mari El (Fino-Ugor Cumhuriyetleri). Son yıllarda ulusal hareketlerin gündeme geldiği bu bölgede bağımsızlık arayışı yeni bir olgu değildir
İdil-Ural bölge halklarının arasındaki işbirliğini, kendisine tehdit olarak gören Ruslar, Stalin döneminde 1925’de Kazakistan’dan (bu dönemde Kırgızistan) Orenburg şehrini alarak Rusya’ya katmıştır. Böylece Kazaklar ile İdil Ural halkları arasında bir set yahut engel mahiyetinde Orenburg koridoru oluşturulmuştur.Velikarusçu( Büyük Rusya) Kafkas ve Batı Türkistan’a uzman kadro niteliğinde Slav kökenliler tayın edilip yerleştirilmiştir.
Rusya’dan göç edenlerin sayısı Estonya, Letonya, Batı Ukrayna ve Kazakistan’da yerli halkların oranına kadar çıkmıştır. Gürcistan, Ermenistan ve Baltık Cumhuriyetleri hariç tüm Birlik Cumhuriyetler Kiril (Rus) alfabesine geçirilmiştir.Genelde Müslüman olan ve Türkçe konuşan halkların soyadları sonuna da zorunlu olarak Rus soyadlarında olduğu gibi erkeklere “ov”veya “ev” ve bayanlara “ova” veya “eva” kullanılan ekler ekletilmiştir.
Ruslar 1552 yılında Kazan Hanlığını yıktıktan sonra yüzbinlerce hatta milyonlarca Tatarı sürmüşler ve katletmişlerdir. Bugün Tatarların nüfusunun bu kadar az olmasının nedenini belki bu soykırımda aramak lazımdır.
Ruslar Sibirya’da da aynı şekilde çok değişik etnik grupları yok olma derecesine getirmişlerdir. Bugün Sibirya’da Türk kökenli Tuva, Hakas ve Altaylar ile diğer ufak halklar yok olma tehdidi altındaysalar işte bunun neticesidir.
Velikorus Kurbanı Kırım Tatarları
Kırım Tatarlarının anavatanlarından sürgün edilmesi bir soykırımdır. Rus faşizmin, Rus sömürgeciliğinin soykırım suçudur.
İkinci Dünya Savaşının sürdüğü dönemlerde Kırım Türklerinin acıları katlanarak çoğaldı. Savaş sonunda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) Devlet Başkanı Stalin Rus olmayan milletlerin sürgün kararını müzakere edilerek karara bağlanmıştır. Stalin Kırım Türklerinin savaş sırasında Almanlarla işbirliği yaptığını iddia ederek top yekûn sürgüne gönderilmesini emreder. 18 Mayıs 1944 gecesi gelen emir? in ardından 100 binin üzerinde soydaşımız katledilmiştir.Stalinin emri Kırım Türkleri?ne iletilir. 15 dakikada içerisinde, evlerinden hiçbir eşyayı almaksızın, bulundukları şehrin meydanında toplanmaları istenir. Evini terk etmek istemeyenler zorla götürülür. Direnenler, dipçik darbeleriyle hemen oracıkta öldürülür. Sağ kalan Kırım Türkleri hayvan taşınmasında kullanılan tren vagonlarına, âdeta istif eder gibi yerleştirildiler. İki ay süren bu zor yolculukta çok sayıda insan öldü. Ölüm sebebi susuzluk, hastalık, açlık, havasızlık, ve pislikti. İlk göç ettirilenler eşler, çocuklar ve yaşlı insanlardı; erkekler savaşa devam ettikleri için onlar daha sonra göce tabi tutulacaklardı. Dayanamayıp yolda can verenlerin gömülmesine bile izin yoktu , cesetlerini dışarı çıkartamazlar yaşayanların arasında çürürdü, ancak kısa molalarda demiryolu hattı üzerine bırakırlardı. İnsanlar havasızlıktan boğuluyor, bir çokları da akıllarını kaybediyordu.Kırım Türkleri Ural, Sibirya, Kazakistan, Özbekistan, Batı Türkistanın binlerce kilometre içlerine naklediliyorlardı. Sürgün işlemleri tamamlanınca hayatta kalmayı başarabilenler ulaştıkları yerlerdeki kötü şartlar altındaki hayata dayanamadılar. Açlık, sıtma, verem ve diğer hastalıklar sebebiyle ilk altı ay içerisinde de yarısı ölür, kalanların ise bulundukları yerleşim alanının dışına çıkmaları yasaktır. İzinsiz çıkanların cezası yirmi beş yıl mahkumiyetti. Eğitim görmeleri engelleniyor, kültürlerini korumalarına izin verilmiyordu. Kırım şivesiyle konuşanlar, şarkı-türkü söyleyenler cezalandırılıyordu. Adeta açık hava hapishanesi şartlarında yaşamaya mahkûm edilmişlerdi.Bütün Türkleri ayrı ayrı yerlere sürerek aralarındaki iletişimi koparıp direnişi kırıp parçalamaktı amaçları. 1956 yılına kadar bu zor koşullar altında yaşamlarını sürdürerek, ülkenin ahalisi içinde erimeyerek milli benliklerini korumayı bilmişlerdir.Sürgünün ardından Kırımın Arabat bölgesinde bir köyde, 150 civarında Türkün unutulduğu anlaşıldığında Stalinden gelen emir şöyleydi Bunların işini 24 saat içerisinde bitirin !? Emir yerine getirildi: Bebek, ihtiyar ve genç… köy halkı, küçücük bir tekneye dolduruldu. Tekne, kıyıdan bir-kaç mil açılınca batırıldı. Karadeniz?in hırçın dalgaları soydaşlarımıza mezar olmuştu.
Rusya Kuzey Kafkasya’da da aynı siyaseti uygulamıştır. Bir asır süren Kafkas savaşlarından sonra Kafkasyalılar mağlup edilmiş ,sürgün edilmiş soykırıma uğramış milyonlarca Kuzey Kafkasyalı vardır.
Çerkesler’in 150 yıl önce maruz kaldığı soykırım bunun en acımasız örneklerindendir.Emperyalist yayılmacı Velikorus (Büyük Rusya) Şovenizmi, ne yazık ki ,hiç ama hiç değişmemiştir.
Kuzey Kafkasya’da Rusya Federasyonu’na bağlı yedi ayrı cumhuriyet (Dağıstan, Çeçenya, Kabartay-Balkarya, Kuzey Osetya, Adigey, İnguşya, Karaçay-Çerkesya) ile, il statülerinde olan Krasnodar Kray ve Stavropol Kray yöreleri bulunur.
Nüfusu 14.506.199’dur (2002). Kuzey Kafkasya bölge nüfusunun yarıya yakını Rus ve Slav kökenlidir. Nüfusun %40 kadarı Kuzey Kafkasya yerli halklarından %10’a yakını da Azeri, Tatar, Türk (Ahıskalı), vd. azınlıklardan oluşmaktadır.
Rus nüfus Kuzey Osetya’dan (%23,2) batıya doğru artmakta, Kabartay-Balkarya’da % 25,1’e, Karaçay-Çerkesya’da %33,6’e, Adigey’de ise çoğunluğa ulaşmaktadır (Adigey’de Adıgeler %24,2 iken Ruslar %64,5).
Stavropol ve Krasnodar krayları nüfusu, büyük ölçüde Ruslardan (ve Rus Kazaklarından) oluşmaktadır.Çoğu Özerk cumhuriyetlerde yerli halklar Rus göçmenlerinin yerleştirilmesiyle azınlık durumuna düşürülmüştür.
Velikorusçuluk. Deli Petro’dan bu yana ‘Büyük Rusya’. idealidir.Ruslar için ister çarist olsun, ister komünist olsun tüm Rus liderler Rusya’nın büyüme idealine hizmet ederler.
Kaynakça:
1)Tanay Yücel-Rusya’nın yaptığı Türk soykırımları ve katliamları-https://kiriminsesigazetesi.com/rusyanin-yaptigi-turk-soykirimlari-ve-katliamlari/