Bugün son günlerde gökyüzünde görülmesiyle bir anda ilgi odağı olan ve inanılmaz bir projenin ilk çalışmaları olarak SpaceX firması tarafından uzaya gönderilen STARLINK uyduları ve SpaceX firmasının kurucusu olan Elon Musk hakkında konuşacağız.
Öncelikle biraz SpaceX firmasından bahsedelim.
SpaceX (Space Exploration Technologies Corporation, Uzay Keşif Teknolojileri Şirketi), merkezi ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Hawthorne şehrinde bulunan Amerikalı bir uzay taşımacılığı şirketidir. 2002 yılında, daha önce PayPal isimli internet cüzdanı uygulamasının da kurucularından olan, Tesla Motors şirketinin CEO’su Elon Musk tarafından; Mars’ın kolonileştirilmesini sağlamak üzere uzay taşımacılığının maliyetini düşürme hedefiyle kurulmuştur.
Güney Afrika asıllı ABD’li mucit ve girişimci olan Elon Musk, kendi kendine yazılım programlayıp kodlamayı öğrendi. 12 yaşındayken kendi yazdığı Blastar isimli oyunu tasarladı ve daha sonra bu oyunu o zamanın parası ile 500 dolara satarak bilişim sektöründeki ilk parasını kazandı. 1992’de, Kingston, Ontario’daki Queen’s Üniversitesi’nde iki yıl eğitim aldıktan sonra ABD’nin önde gelen üniversitelerinden birisi olarak kabul gören Pennsylvania Üniversitesinde işletme ve fizik okumak için Kanada’dan ayrıldı. Bu üniversiteden ekonomi alanında lisans diploması alan Musk, fizik alanında da yan dal diplomasının sahibi oldu.
Kardeşi Kimbal Musk’la beraber yeni organizasyonlar için bir çevrimiçi içerik yayınlama yazılımı olan Zip2 projesini hayata geçiren Musk, 1999 yılında bu girişimi 307 milyon dolar nakit ve 34 milyon dolar hisse senedi karşılığında AltaVista’ya sattı. Aynı yılın Mart ayında çevrimiçi finans ve ödeme servisi olan X.com’un ortak kuruculuğunu yaptı ve ilerleyen aylarda PayPal’ı oluşturdu 2002 yılında bu girişimini ise 1.5 milyar dolara online alışveriş devi eBay’e sattı. 8 milyon dolara roket satın alıp bu hedefini gerçekleştirebilecek iken 100 milyon dolar harcayıp SpaceX şirketini kurdu. Bu süreçte birçok zorluk ve sayısız eleştiriyle karşı karşıya kaldı, en yakınları tarafından anlaşılmadı, hatta iflasın eşiğine kadar geldi. Yine de hedefinden sapmadı ve bugün gelinen noktada SpaceX şirketi uzay çağında adeta yeni bir devrime imza attı.
28 Eylül 2008 tarihinde, özel sektör tarafından finanse edilen ve yörüngeye ulaşan ilk sıvı yakıtlı roket olan Falcon 1 ile bir anda gündeme oturan SpaceX, 9 Aralık 2010 tarihinde, Dragon isimli uzay aracını uzaya fırlatan, yörüngeye oturtan ve bu uzay aracını başarılı bir şekilde dünyaya geri getiren ilk özel sektör şirketi unvanını kazandı. Hemen ardından bu konu üzerine çalışmalarını arttıran şirket, 25 Mayıs 2012 tarihinde Dragon uzay aracını bu defa Uluslararası Uzay İstasyonuna yolladı ve istasyona araç gönderen ilk özel şirket unvanını elde etti. 22 Aralık 2015 tarihinde Falcon 9 isimli uzay aracının ilk aşamasını yere başarılı bir şekilde iniş yaptırarak uzay sektöründe herkesi şaşırtan SpaceX, 8 Nisan 2016’da bu defa daha zorunu yapmayı denedi ve uzay aracının ilk aşamasını su üzerindeki bir mobil istasyona başarılı bir şekilde iniş yaptırmayı başardı.
Bu ve benzeri bir çok ilki başaran SpaceX firması hem NASA ile hem de kendi bünyesinde projelerine ve çalışmalarına devam etmektedir. Son günlerde sosyal medyada gündem olan ve ilk başta UFO dahi zannedilen gökyüzündeki hareketli ışıklar aslında, SpaceX şirketi tarafından uzaya gönderilen Starlink uydularıdır. Starlink; SpaceX firmasının yüksek kalitede geniş-bant internet sunmayı amaçladığı projesidir. 24 Mayıs 2019 tarihinde Falcon 9 roketiyle ilk 60 uydu uzaya gönderilerek proje başlatılmıştır. SpaceX firması bu projeyi “Dünyanın her yerinden internet erişimi” olarak tanıtsa da aslında esas amaç, firmanın kuruluş amaçlarından biri olan maliyet azaltma ve hız politikasından başka bir şey değildir. Maliyet konusundaki en açık örneği şöyle ifade edebiliriz. Şu anda 5G’ye geçişte Amerika Birleşik Devletlerinin döşeyeceği fiber optik kabloların maliyeti 150 milyar dolar olacakken, Starlink projesinin Spacex‘e toplam maliyeti sadece 10 milyar dolardır. Starlink uydularını gece görmemizin sebebi ise Güneş’ten gelen ışınların bu uyduların yüzeyinden Dünya’ya yansımasıdır. Aynı şekilde Uluslararası Uzay İstasyonu‘nu da bazı gecelerde gökyüzünde parlak bir şekilde görebiliriz. Eğer sizler gece gökyüzünde çok hızlı hareket eden parlak bir cisim gördüyseniz bu cisim kayan bir gök taşı ya da uluslararası uzay istasyonu olabilir.