AKP’li Özkan’dan ‘sosyal medya’ açıklaması: İfade özgürlüğü daha güvenli hale gelecek..
Sosyal medya düzenlemesi Meclis’te görüşülmeye başlandı. AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, kameraların karşısına geçerek sosyal medya düzenlemesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Düzenlemenin sosyal medya sağlayıcılarına hangi yükümlülükleri getirdiğini açıklayan AKP’li Özkan, muhalefetin eleştirilerine de yanıt verdi.
Özkan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Henüz seçimlerin akabinde olduğu için 10 birleşim gerçekleşti. İkinci yasamada 105, üçüncü yasamada 117 birleşim gerçekleştirmek suretiyle 108 adet kanun teklifini meclis genel kurulunda görüşmek suretiyle yasalaştırmış bulunmaktayız. 53 adet uluslararası sözleşme yine bu üç yasama yılında kabul edilmiş durumdadır. Meclis içtüzüğünde yapılan değişiklik ve 11. kalkınma planının onaylanmasına ilişkin iki adet karar yine onaylanmıştır. 32 bin 14 yazılı soru önergesi verilmiş bunlardan dörtte üçü cevaplandırılmıştır. 3 bin 165 meclis araştırma önergesi verilmiş, 45 meclis araştırma önergesi birleştirilerek genel kurulda görüşülmüş; 6 adet meclis araştırma komisyonu kurulmuştur.
(Hayvan hakları düzenlemesi) Hayvan haklarının korunmasına ilişkin kurulan komisyon raporunu hazırlamış, bu rapor da meclis genel kurulunda görüşülerek tamamlanmıştır.
Yine down sendromlu ve otizmli bireyler ile ailelerinin sorunlarına yönelik kurulan komisyon çalışmalarını tamamlamıştır. ALS, SMA, Emes hastalıkları gibi çaresi belli olmayan hastalıklarla ilgili de sorunların çözümüne ilişkin kurulan komisyon raporunu hazırlamıştır.
Rabia Naz Vatan başta olmak üzere çocuk ölümlerinin araştırılması üzerine kurulan komisyon da raporunu hazırlayarak meclis başkanlığına sevk etmiştir.
Yine AK Parti grubu olarak deprem ve sulak alanlar ve su kaynaklarıyla ilgili meclis araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önergemiz meclis başkanlığına sunulmuştur. Yine TSK’nın ülke dışında görev yapmalarına ilişkin 10 ayrı teskere genel kurulda görüşülerek kabul edilmiş. Yine kamu denetçiliği raporu da bu yasama yılı içerisinde kabul edilmiştir.”
“(Sosyal medya düzenlemesi) Bu düzenleme sosyal medyada veri paylaşımına ilişkin gerçek veya tüzel kişilere sosyal ağ sağlayıcı tanımlaması getirecektir. Türkiye’de temsilci bulundurma yükümlülüğü getirilecektir. Bulundurmayanlara hem mali hem de yayın engeli düzenlemesi bu gerekleri yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcılarına getirmektedir. Kişiler tarafından özel hayatın gizliliği kapsamındaki şikâyetlere 48 saat içinde olumlu veya olumsuz yanıt verme yükümlülüğü getirilmektedir. Erişimin engellemesi kararı yerine içeriğin çıkarılması kararı imkanı verilerek, ifade ve haber alma özgürlüğü daha da güvenli hale geleceği açıktır. Bu düzenlemeyi de hayata geçirdikten sonra hem vatandaşlarımızın kişi, hak ve özgürlükler, özel hayatın gizliliğine ilişkin düzenlemeler güvence altına alınacak.”
“(Muhalefet eleştirilerine) Sosyal medya üzerinden yürütülen mütecaviz suçların vatandaşların mağduriyetine neden olduğunu gördük. Bunlardan yakınıyoruz ama gelin bunun gereğini yapalım dediğimizde ayak sürüyoruz”.
17 temmuzdır Erdoğan’ın açıklamaları sonrası Sosyal Medyama Dokunma gündem oldu..
AKParti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sosyal medyayla ilgili yaptığı açıklamaların ardından Twitter’da ”#SosyalMedyamaDOKUNMA” etiketi Türkiye gündemine oturdu.
Fazıl Anıl Kılıçlı:
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda sosyal medya ile ilgili sözlerinin ardından Twitter başta olmak üzere birçok platformda “#SosyalMedyamaDOKUNMA” etiketi gündem oldu.
Başta muhalefeti oluşturan siyasiler ve Erdoğan’ın açıklamalarına tepki gösteren kullanıcılar, binlerce tweet attı. Genelde gençlerin takip ettiği dizi ve filmler ile daha önce de göndermeler yapan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Dark’ın son sezonunu bitirmeden Netflix’i kapatırsan vallahi gücenirim Sayın Erdoğan” ifadelerini kullandığı bir tweet attı ve yüksek etkileşim aldı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Akşener’in tweetini alıntılayarak, “Aman Meral Hanım, şimdi hırsından spoiler verir” diye yazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medya düzenlemesiyle ilgili şunları söyledi;
“Bu millete, ülkeye bu tür mecralar yakışmıyor. Bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz”
Sosyal medya düzenlemesi bir pazarlık metni mi yoksa yasak kılıfı mı?
Düzenli takip edenler bilir. Bu köşenin konusunu uzun zamandır bireylerin sosyal medya içindeki davranışları oluşturuyor. 11 yıl önce geleneksel medya eleştirisi yazma amacıyla başladığım bu köşe, özellikle son 5 yılda dijital medya ve sosyal medya eleştirisine doğru evrildi. Sosyal medya devlerinin sorumluluklarından kullanıcıların bilinçlenmesine kadar pek çok konuyu özellikle dert ediyorum. Yani ilkesel olarak diyebilirim ki sosyal medyanın kusursuz bir özgürlükler alanı olduğunu hiçbir zaman iddia etmedim. Aksine, zararlarına daha fazla odaklanarak sosyal medya devlerinin sorumluluk alması gerektiğini ve devletlerin de yasakçılıktan ziyade dijital medya okuryazarlığına odaklı bir eğitim sistemi inşa etmesini savundum.
Bugüngeldiğimiz noktada, ortada “sosyal medya düzenlemesi” diye bir yasa teklifi var. TBMM Adalet Komisyonu’nda da kabul edildi. Düzenleme iktidarın gündemindeki Ayasofya’nın ibadete açılması, muhalefetin gündemindeki kurultay tartışmalarıyla biraz gölgede kaldı. Bu haftaki Köşe Vuruşu’nda, düzenlemenin neyi kapsadığını ilgili haberlerden okuduğunuzu varsayarak olası sonuçlarını tartışmak istiyorum.
ALMANLAR YENİLİNCE…Sosyal medya düzenlemesi görünürde Almanya modelini temel alarak sosyal medya platformlarına bazı yükümlülükler getiriyor. Bunlardan bir tanesi Türkiye’de temsilci bulundurma zorunluluğu. Hem kağıt üzerinde iyi duruyor, hem de kulağa hoş geliyor. Ancak bu temsilci bulundurulduğunda ve Türkiye hukuk sistemine tamamen tabi olunduğunda ortaya çıkacak çelişkiler ne olacak? Örneğin; en basitinden Türk yargı mercilerinin, BirGün’ün, Sözcü’nün Twitter hesapları hakkında 2015 yılında alınmış ve Twitter tarafından uygulanmamış erişim engelleme kararları var. Twitter’ın Türkiye’de bir temsilci bulundurması ve yaptırımları kabul etmesi halinde bu kararları uygulaması gerekiyor. Peki, bu kararlar Twitter’ın kendi iç kriterleriyle çelişirse ve yaptırımları da karşılamazsa ne olacak? (kaldı ki kurulu oldukları ABD’nin Başkanı Trump ile bile çarpışıyorlar) Bant genişliği daraltılıp da ulaşılamaz hale gelecek ve belki de Türkiye’den çekilme kararı alacak. Herhangi bir duyuma dayanmayan kişisel bir kanaat olarak Twitter’ın bu yaptırımlarla Türkiye’de kalmak istemeyeceğini düşünüyorum. Ayrıca, “bant genişliği daraltma” uygulaması Almanya modelinde yok. Dahası Almanya modeli, Almanya’da da çok tartışılan bir model. Özellikle sosyal medya platformlarını hukuktaki gibi bir savunma hakkı tanımayan kurallar koyma ve sansür uygulamaya mecbur bırakma yönünden ciddi eleştiriler alıyor. Diğer yandan hukuk sistemi Almanya gibi olmayan ülkelerde, yargının verdiği kararla sosyal medya platformunun ilkeleri çelişirse ne olacak?
Bugün geldiğimiz noktada, ortada “sosyal medya düzenlemesi” diye bir yasa teklifi var. TBMM Adalet Komisyonu’nda da kabul edildi. Düzenleme iktidarın gündemindeki Ayasofya’nın ibadete açılması, muhalefetin gündemindeki kurultay tartışmalarıyla biraz gölgede kaldı. Bu haftaki Köşe Vuruşu’nda, düzenlemenin neyi kapsadığını ilgili haberlerden okuduğunuzu varsayarak olası sonuçlarını tartışmak istiyorum.
BİR PAZARLIK MI SÖZ KONUSU?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel’in de hatırlattığı gibi Türkiye’de sadece 1.7 milyon KOBİ, sosyal medya platformlarının en az biri üzerinden ticaret yapıyor. Bunların sadece bir yıl içerisinde oluşturduğu katma değer 15.3 milyar TL’yi buluyor. Türkiye’de 209 bin vatandaş bu sayede çalışıyor. 135 ülkeden ticaret yapan insanlar sosyal medya platformundan bizim KOBİ’lerimizi takip ediyor ve bunun sonucunda bir ticaret ortamı sağlanıyor. Türkiye’nin şu ekonomik ortamında bundan vazgeçilebilir mi?Diğer yandan Z kuşağına ulaşamamanın dert edildiği bir ortamda, dijital doğanlar diye de anılan bu kuşağın ellerinden en büyük iletişim araçlarını çekip almayı düşünmenin de bir çılgınlık olacağı açık. Öyleyse koşulları oldukça ağır olan ve her sosyal medya platformunun kabul etmeyeceği bu yaptırımlarla, sosyal medya platformları bir pazarlık masasına mı oturtulmaya çalışılıyor? Kamuoyu ve tarafların tepkisine göre maddeler zaten baştan yapılması gerektiği gibi üzerinden konuşularak mı şekillenecek? Yoksa çoğu sosyal medya platformunun karşılamayacağının açık olduğu yaptırımlar öne sürerek “biz yasaklamadık, gördüğünüz gibi onlar çekildi” gibi bir zemin mi yaratılmaya çalışılıyor? Bu sorunun cevabını teklifin yasalaşması ve sosyal medya platformlarına verilen sürenin dolmasının ardından göreceğiz. Ben iyimser tarafından bakıp “hele bir masaya oturun da” hamlesi olarak görmeye çalışıyorum. O da benim naifliğim olsun.