İnsanın ömür dediği şey doğduğu gün ve öldüğü gün arasında kalan zaman askımda. Yani bizim zamanımız, ömrümüz…
Vaktimiz başladığı an gelişmeye, olgunlaşmaya başlarız aslında. Doğduğumuz günden öldüğümüz güne kadar gelişir, değişiriz. Peki gelişmek için neler yapmalıyız? Nasıl bir hayat istiyoruz? Bu hayattan beklentilerimiz, isteklerimiz neler? Bunları düşünmeli, hayal etmeli ve karar vermeliyiz?
İlk önce kendimizi geliştirmekten başlayabiliriz. Kendimizi geliştirelim ki dünyamız gelişsin değişsin. Dünyamız dediğimiz zaten kendimiz değil miyiz? Bunu da bi düşünelim. Kendimden örnek vereyim okumaya ve yazmaya bayılan biriyim. Her gün okuyun, araştırın. Ne kaybedersin gününün 1-2 saatini okumaya veya araştırmaya ayırsan. Kendini keşfet, belki sen bile tanımıyorsun kendini. Al eline kalemi kağıdı ne istiyorsun, hayallerin neler, nasıl birisin ve sen kimsin? Yaz hepsini teker teker. Zaten seni sen yapan istediklerin, yapabildiklerin, yapacakların, yapmak istediklerin ve en önemlisi hayallerin. Sen hayallerin için çalışıp, çabalıyorsun aslında. Bu hayattan istediğin olduğu için her gün uğraşıyorsun. En basitinden sahip olmak istediklerin için para kazanmaya uğraşıyorsun. Sen hayallerin olmadan olamazsın. O yüzden hiç vazgeçme. Hep hayallerini düşün. Yapamam değil de yaparım veya yapıcam de. Kendine güven. Kendini sev…
Hey, sen! Bu satıları okumak için zamanını harcayan güzel insan. Kalbini dinle o sana yanlış bir şey yaptırmaz, kalbini dinlerken aklına sağır olma yeter. Her sabah gözlerini açtığında ilk önce kendine gülümse. Sen bunu hak ediyorsun. Senin dünyan aslında sensin. Mesela birini seviyorsun ve o kişiyi dünyana alıp, kendi dünyanda gezdiriyorsun. Hayallerini açıyorsun, isteklerini açıyorsun, seni tanımasına izin veriyorsun. Bunlar çok özel duygular.
Sadece kendini sevip, etrafa gülümse. Çabalamaktan yılma, ne kadar yıkılırsan yıkıl kalkmasını da bil….