Bu satırları yazmak, bu itirafı yapmak zorundayım artık. İnsanlık benim yüzünden büyük bir tehlike altında hatta dünya üzerinde insan nesli yok olacak ve bu tamamen benim suçum.
O kitabın bir hayal ürünü, korku gotik edebiyatının ustası olarak gördüğüm Howard Phillips Lovecraft’ın kendi hikâye ve romanlarının geçtiği evrende onun tasarladığını sanıyordum.
Fakat , hayır o kitap gerçek. Deli Arap Abdul Al Hazret yaşamış ve bu kitabı insan derisinden yapıp insan kanı ile yazıp bugün unutulmuş kadim dillerden biri ile insanı çıldırtan ve ağıza alınmaması gereken kadim varlıkları – bu dünyanın ilk sahiplerini- çağıran büyülerin olduğu Necronomicon gerçek.
Ben onu gördüm, sayfalarını açtım. Bu kitap hakkında çok araştırma yapmıştım ilk gençlik yıllarımdan beri, okuyanları delirttiği çıldırttığı söyleniyordu. Haklıymışlar ben o eşikten döndüm, yakınlarımın zamanında müdahalesi ile yatırıldığım hastanede uzun yıllar süren tedavi sonucunda yitip gitmekte olan akıl sağlığımı geri kazandım.
Yaklaşık 500 yıldır kayıp olduğunu yazmışlardı bu kitabı bulmaya kendini adayanlar, bir yandan ilgiyle okurdum diğer taraftan ise gülüp geçerdim. Çünkü o kitabın – ismini hala çok sık kullanmamaya çalışıyorum- olmadığına inanıyordum. Yazar kendisi öyle yazmıştı, yalan söylemiş.
Bu itirafımı az önce bahsettiğim uzun süren kaldığım hastanede tedavim bitip evime döndükten kısa bir süre sonra kaleme alıyorum. İnsanlığı uyarmam lazım, ben kötülüğü serbest bıraktım son 5 yıldır dünya üzerinde ortaya çıkan kötülükler, paranormal olaylar, bazı bölgelerde görülen ve görenleri benim halime düşüren – bunlar şanslı olanlar- ölenler ve bulundukları zaman yüzlerindeki o tarifi imkânsız korku hep benim yüzümden ve artık sona geldiğimizi biliyorum.
Onlar bu Dünya’da insan soyu var olmadan çok uzun çağlar önce varlardı, çağlar boyunca hüküm sürdüler. Efsaneye göre düşmüş melekler ile yapılan bir savaş düşmüş meleklerin sonunu getirirken onlardan kalanları da dünyanın derinliklerine tekrar evlerine dönecekleri güne kadar derin bir sessizliğe gömüldüler.
Kitabın yazarı Al Hazret kadim diller konusunda uzman birisi ve insanların inandığı tek tanrı inancını ret eden ve gerçek tanrıların dünya da yaşadıklarına ve onların tekrar evlerine sahip olması ve insan neslini de tanrıların kölesi onlara hizmet etmesini istiyordu, bu yüzden yaptığı derin araştırmalar sonucunda o kitabı yazdı.
Fakat sonu gündüz vakti yaşadığı şehrin Pazar yerinde insanların gözü önünde görünmez varlıklar tarafından parçalanarak ölmek oldu.
Yaptığım şey yüzünden tüm insanlık tehlike içinde ve onları durdurabilecek yer yüzünde hiçbir şey yok.
İlk sahipleri evlerine geri döndü, ya insanlık onlara biat edip köleleri olacak yâda tüm dünya üzerinde çok büyük katliam olacak, şehirlerin caddeleri cesetler ile dolacak, akan kanlardan nehirler ve denizler kızıla boyanacak.
Hepsi benim suçum ve ilk benden başlayacak, hissediyorum varlıklarını çok yakınımdalar tedavim boyunca kimse bana inanmadı.
Onları size tarif etmek isterdim fakat harfler kelimeler yetmiyor şunu söyleyebilirim iğrençliğin çürümüşlüğün vücut bulmuş hali desem bile az kalır onları tarif etmekte.