Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla bir araştırma yapmış.
Resmi rakamlara göre, gençlerimizin toplam nüfus içindeki payı 13 milyon. Yani bu 13 milyon genç, nüfusumuzun yüzde 15’ini oluşturmakta.
Sahip olduğumuz genç nüfus, bugün pek çok Avrupa Birliği ülkesinin nüfusundan daha fazla.
Araştırmada, gençlerin “hayata bakışlarında” önem sıralamasını, eğitim fırsatları ve olanakları, işsizlik, fırsat eşitliği ve sosyal güvencesizlik oluşturmuş.
– – –
Yine Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, yani resmi rakamlara göre, “her dört gençten biri işsiz”!
Burada araştırmaya yer vermeyeceğim. Açık kaynaklardan araştırmanın sonuçlarına ulaşmak mümkün.
Araştırmanın öne çıkan en önemli boyutu, gençlerin “özgürlüklerine” yüksek düzeyde ehemmiyet vermeleriymiş.
SODEV’in araştırma bulgularına göre, Türkiye genelinde gençlerin yüzde 62,5’i yurtdışına gitmek istediğini belirtmiş. Bu bağlamda, AK Partili seçmen içinde yüzde 47,3’lük bir genç kesim de, yurtdışında yaşamaya sıcak bakıyormuş.
– – –
Araştırma sonuçları esasında pek şaşırtmıyor. Yekten söylemek gerekirse, geleceği kurgulayacak ve inşa edecek kitle gençlerdir. Özgürlük ve özgürlük alanlarının genişletilmesi, baskı unsurlarının yaşamlarından çıkarılması gerekecek.
Gençlerin sorunlarıyla iştigal olmayacak bir siyasal iradenin geleceği inşa etmesi, gelecekteki değişimleri yönetmesi mümkün mü?
Acaba diyorum, bugünün politikacıları hiç yaşlanmayacaklarını mı düşünüyorlar? İlelebet bu koltuklarda oturacaklarına mı inanmışlar? Bugünün idarecilerinin, sahip oldukları genç potansiyel adına halihazırda bir gelecek projeksiyonunun olmaması ne acı?
– – –
Gençler ne istiyor?
Bu soruyu sormak durumundayız.
Hükümetler gençlere ne vaat ediyor?
Siyasetçilere kalsa gençler “uslu çocuk” olsunlar, paşa paşa derslerine çalışsınlar…
Gerisini düşünmesinler…
Her şeyden önce…
Gençlerin kafalarında yaratılmış “kanıksanan algının” kırılması lâzım.
Neden?
Bugün gençlerin çoğunluğu, ülkelerinde “bir yere gelemeyeceklerine” inanmış durumdalar. İnandırılmış da denebilir.
İşsizlikten tutunda pek çok alanda gençler, gayret sarf etseler de, çalışıp çabalasalar da “kendilerini ifade” edebileceklerine inanmıyorlar.
– – –
Gençlerine eğilmeyen, gençleri için kafa patlatmayan hükümetler, devletler, siyasal partiler, gelecekte nal toplayacaklardır.
Her şeyden önce, gençlere ülkemizde “yarınlarının” olduğu inancını vermemiz gerekiyor.
Neden?
Şu ağızlarımızda sakız gibi çiğnediğimiz “beyin göçü” olgusundan ötürü, gençlerimiz, bizlerin yarınının doktoru, avukatı, bilim insanı, öğretmeni, polisi vb…
Bizler gençlere ülkelerinde geleceklerini kurabilecekleri fırsat ve olanakları sunmadığımızda… Kendilerine gelecek vaat edecek ülkelere göç etmeleri kadar doğal bir şey var mı? Gençleri eleştirmek en kolayı… Zor dönemlerden geçiyoruz. Hamaset ve popülizm kokan vaatler ve demeçlerle insanları bir yere kadar aldatabilirsiniz…
Ne ki artık küreselleşmenin baş döndürücü fırtınasında, ileri ve yüksek teknolojinin düzeyinde, mesela ben, FORBES dergisinde yayımlanan bir araştırmadan, Koronavirüs sürecinde dünyanın en zengin 25 kişisinin servetine 255 milyar dolar eklediğini öğrenebiliyorum.
Demem o ki… Gençlere ne vaat ediyorsunuz? Zenginlik mi, refah mı, gelecek mi… Yoksa karamsarlık ve yoksulluk mu?
(………………)