sevgili okur arkadaşlarım yazdıklarım çok dikkat çekici olmasalar bile beni mutlu eden cümlelerdir. bazen yazdıklarım geç gelebiliyor şu aralar yoğun bir yazı ve bağ-bahçe işleri ile meşgulüm ne zaman toprak işlerimiz bitse en zor olan kısmı başlıyor yazmak… inşallah dualarınızı eksil etmeyin bir kaç tamamlamaya çalıştığım ve yakın zaman da bir sosyal medya uygulaması olan ( hani hikayelerimizi paylaştığımız ) wattpad ile paylaşacağım. şimdilik ufak blog yazılarımla sizlere birer merhaba demek istiyor ve kendimi tanıtıyorum. eğer bir hikaye yazmak istiyor ama konu bulamıyorsanız. sizleri instagram hesabımız olan YAZAR.KAFASİ beklerim hepinize şimdiden sevgiler ve iyi okumalar.
Çok şey yaşıyoruz ama hangisi bize ne anlatıyor yani bizi ne kadar etkiliyor. Bilmiyorum. Ruhum özgür olmak için deli gibi çırpınırken arada birisi tutsun da çok kaybolmayayım düşüncesi ile özgürlüğümün ayakları yere basan kısmında hayatıma devam ediyorum.
Özgürlük… bir çok anlamı var gibi; kuş gibi uçmak, birilerinden bağımsız olmak, bazen sahip olmak bazen de kurtulmak… Diyeceksiniz neden bunu yazıyor. İlk bloğa bakarsanız genele günlük hayatımda hissettiğim beni etkileyen bazen de yazmak istediğim birikmiş konular üzerine yazılar olacak demiştim. Daha öncesinde benim hayatımda yaptığım büyük çaplı değişiklikler oldu. Bunlar sadece benim için değil aynı zamanda çevremi de etkileyecek tarz değişiklikler. Bilirsiniz siz bir karar verip gerçekleştirdiğinizde çevrenize bu farklı gelir ilk başta bir şey demezler ama iş sizin için normal bir şekilde giderken onların Elalım alarmlarını çaldırmıştır. Bu çok sinir bozucu sizi kısıtlayan en büyük iki etken var birincisi kendimiz ikicisi ise Elalım. Başka kısıtlayıcılarda var ama beni için nedense bunlar hepsinin başını çekiyor.
Nasıl kısıtlıyoruz ya da kararlarımızın ileri gidip gitmeyeceğine kim izin veriyor? Buna cevap olarak ilk önce kendimiz yapıyoruz ne zaman bir karar versek doğru olup olmayacağını ya da cesaretimizin kolayca kırılmasına içimizdeki sesi dinleyerek karar veriyoruz. bir gün pişman olacaksın… Bu yaptığın doğru mu? Hayatınızda aldığınız tüm değişikliği bir anda durdurup yavaşlatacak olan sorular bu sorular bir süre sonra derin düşüncelerle birleşip korkuların en gizli bahçesinin kilidini açıyor. Verdiğimiz her karar nasıl bize etki edeceğini biliyor gibi. Cevapsız kalan sorularda cabası… her sorunun bir cevabı var mıdır bilmiyorum hala içimde cevaplayamadığım sorularım var.
İnsanlar bazen sizi anladığını söylüyor sonra bununla ilgili en cömert vaazları vermeye başlıyorlar. Peki, gerçekten anlıyorlar mı? Ama bir zaman geçince bunun bir dizi cahil sohbeti olduğunu anlıyorsunuz. Sanki onca konuşma sizin yaşadıklarınız ve anlattıklarınız bir terazinin üstündeki kum tanesi gibi kalıyor. Hâlbuki öyle mi ne kadar ağır olduğunu ancak yaşamadıkları için vaaz bir cahil sohbetine bağlıyorlar.
Sevdiklerimize verdiğimiz değer bazen onların kullanacağı bir güce dönüşüyor. Belki de en tehlikelisi çünkü saçınızın kılına dokunsalar aslanlar gibi kükreyeceğiniz insanların var olduğu gibi eline kıymık batsa dünyaları yakacağınız insanlarında olduğunu biliyoruz ben ne zaman böyle bir gücü vermek istesem. İlk önce kendimde yenildiğim savaşlar aklıma geliyor. Kazanması zor ama kaybetmek için tekrar tekrar yenileceğim savaşlar istikrarlı bir şekilde devam ediyorum. Bu gücün kendimde kullanmak zorunda olduğum gerçeğini hala kabullenmekte zorluk yaşıyorum. Birine böyle bir gücü verdiğinizde yaptığı ve söylediği her şeyi sizi çok fazla etkiliyor.
Potansiyel olarak asıl gücü bir başkasına vermek yerine onların karşısında durabilecek cesaretimizin olması için kullanmalıyız biliyorsunuz bu güç o kelime de yatıyor. HAYIR. Ne iyi bir kelime kullanmaktan çekinmemeliyiz çünkü bazen sevgi tehlikeli bir fedakârlığa sebep olabiliyor. Başta bahsettiğim durum bu. Mutlaka kendimize değer vermek gerekiyor. Bunu yapmak için hayır demeyi bilmek lazım. Bunu her yazımda belirttiğim gibi burada belirteceğim kendi hayatımda yaşadığım ve bazen beni etkileyen olaylar üzerine nasıl hissettiğimi ve içimdeki sesin bana neler söylediğin yazıyorum. Bir sinir haliyle iki hafta önce başladığım yazımı şimdi tamamladım.