The Godfather

Film Adı🎞 Baba 1972

IMDB✅9.2

Yönetmen🎬Francis Ford Cappolla

Oyuncular🕺Marlon Brando  🕺Al Pacino

Ödülleri: 17🏆En iyi Film Oscarı                           🏆En İyi Uyarlama Senaryo Oscarı

                   🏆Altın Küre En iyi Senaryo Ödülü    🏆Altın Küre Drama Dalında En İyi Film Ödülü

Bir Film, Bir Sanat Eseri, Kült Film Abidesi ve daha bir sürü şey… Godfather

1972 yılında Francis Ford Cappola’nın, Mario Puzzo’nun 1969 yılında yayımlanan kitabından uyarlanan drama filmidir. Toplamda 6,5 milyonluk bir bütçeyle yapılan film, yalnızca o yılki hasılatıyla 250 milyon dolarlık hasılat sınırını aşmıştır. Yapım sürecinde yaşadığı binbir zorluklarla çekilen film, hem oyuncu kadrosuna, hem yönetimine, hemde yapımcılarının dünyaca bir üne kavuşmasını sağlamıştır.

KONUSU

Corleone ailesi, Don Vito Corleone’nin başında olduğu, suça dayalı bir örgüt kurmuş olan İtalyan asıllı meşhur bir ailedir. Aile, New York‘taki diğer dört aileyle birlikte New York’un yeraltı işlerini yönetmektedir. Ancak Corleone ailesini diğerlerinden ayıran özelliği, Don Corleone’nin cebinde bozuk para gibi taşıdığı politikacılar ve yargıçlardır. Politikacılar ve yargıçlarla olan bu yakın ilişkileri diğer ailelerin açamadığı kapıları açabilmesini sağlamaktadır.

FİLMİN EN ÇARPICI ÖZELLİKLERİ

1- FİLM SETİNİN ÇALINMASI

Bir gün set çalışanları, yönetmenler ve oyuncular yemek molası vermiştir ve italyan mahallesinde yemek yiyeceklerdir. Hiçbir set eşyasını toparlamadan ve başlarında kimseyi bırakmadan hep birlikte yemeklerini yiyip dönmüşlerdir. Fakat asla bıraktıkları gibi bulamazlar, çünkü little city sakinleri neredeyse tüm ekipmanları çalmışlardır. Bu sebeple yapımcı şirketin zaten olduğundan daha fazla maliyete yol açtığı gerekçesiyle arası açılan yönetmen ford cappola ile daha da sinirler gerilmiş ve yapım maliyetleri daha da artmıştır.

2- SEÇİLMEYEN OYUNCULAR

ROBERT DE NİRO

Baba filminin ilk serisinin çekimlerine katılmış fakat yönetmen Ford Cappolla kendisini reddetmiştir. tabi çokta üzüldüğünü sanmıyoruz de niro’nun çünkü 2 yıl sonra serinin 2. filminde Vito de Carleone’nin gençliğini canlandırıp hem daha iyi ücret hemde kendisinin bir marka olma yolunda önünü açmıştır bu film. Ayrıca De Niro ustayı Taksi Şoförü, Sıkı Dostlar, The İrishman ve Joker filmleriyle de tanıyoruz

SLYVESTER STALLONE

Hepimizin bildiği üzere Rocky serisinde tanıdığımız dünyaca ünlü aktör. Stallone serinin bir değil 2 filmi içinde seçmelere katılmış ama hiç birinde kabul edilmemiş. Fakat yalnızca baba filmleri değil Rocky filmine kadar yaklaşık 70 film seçmelerinde kapı yolu gözükmüş italyan boksörümüze. Lakin asla pes etmeyen ve hedefleri için köpeğini satacak duruma gelen Stallone, bunca red cevabına karşın kendi senaryosunu yazmış ve oynamıştır ve bu sayede sinema dünyasına ihtişamlı bir giriş yapıp ilk filminde oscarı göğüslemiştir.

ORSON WELLES

Belki de o zaman bu film için reddedilen en büyük kişi diyebiliriz. Orson Welles oyuncu, senarist ve aynı zamanda yönetmendir. Bunun sebebi baskıcı ve otoriter kişiliği olduğundan yalnızca kendi yazıp yönettiği filmlerden dolayıdır. Filmin yönetmeni Francis Ford Cappola ile çok yakın dost olan Welles, Marlon Brando’nun üstlendiği Vito Carlone rolünü bizzat Cappolla’dan istemiş fakat Cappola en yakın arkadaşının bu isteğini kabul etmemiştir.

FİLM MÜZİĞİ

Filmin o unutulmaz, eşsiz ve ölümsüz müziğini bilmeyen yoktur. Nino Rota’nn yazıp bestelediği müzik BAFTA ve Altın Küre ödüllerinde en iyi müzik ödülü almıştır. O kadar uluslararası düzeye uzamıştır ki bu soundtrack, ülkemizde arabaların kornalarına dahi konulmuştur.

MARLON BRANDO

Filmin onun etrafında dönmesi, onun sözlerinin kanun sayılması ve kendisinden yaşlıların dahi onun elini öpüp yardım dilemesi, onun ne denli otoriter ve ağır bir kişiliği olduğunu gösteriyor. Filmde 8-10 yaşlarında ailesiyle birlikte İtalya’nın Carleone köyünden gemiyle gelen, sonrasında kurduğu sıkı bağlantılarla insanları bilfiil etkisi altına alan aile şirketi tarzında bir oluşum kuran ve yönetimini herkese kabullendirmiş mafya babası rolünü üstleniyor yılların ustası. Uğradığı suikastler, hastalıklar, ihanetler ve oğullarının öldürülmesi… Bir adamın yaşayabileceği her şeyi yaşıyor. Tüm mafya babalarına üstünlük kurması aslında onlara karşı bir tehlike odağı haline getiriyor Carleone’yi. Fakat kendi zamanında yönettiği gibi oğluna devrederken de onu yetiştirmeyi ihmal etmiyor. Karakterin en çok öne çıkan özelliği ise aile kavramı. Yanında çalışan herkese, oğullarına ve yabancılara dahi ailenin önemini ve onlarla zaman geçirmenin değerini aşılıyor. Fakat film dışında daha sansasyonel bir olay daha varsa, Marlon Brando’nun bu film ile kazandığı osacarı reddetmesidir. Reddetmek bir yana kendisi yerine ödülü reddetmek için o zamanlar da dahi hala işkencelere, soygunlara ve ırkçılığa karşı sorunlar yaşayan kızılderili halktan bir kızı göndermiştir ve milyonlarca kişi önünde konuşmasını yapan ve ödülü reddeden kızılderili kız ve Marlon Brando, o yıl tüm dünyada medyaların gözdesi haline gelmiştir.

AL PACİNO

Filmin asker ve gazi çocuğu, hırçın delikanlısı ve varisi… Micheal Carleone. 2.Dünya savaşından gazi olarak dönen ve sevdiği kadın için aile işlerine bulaşmayan fakat ailesinin kılına zarar geldiğinde toplu katliam’dan da kaçmayan gözü kara bir delikanlı. Filmin 2. serisinde başrolü alan ve ilk filmden 35 Bin dolar alıp Oscar’da kendisinin Marlon Brando’dan daha çok oynadığını fakat en iyi oyuncu yerine, en iyi yardımcı erkek oyuncu rolünde aday gösterildiği için akademiyi protesto eden ve katılmayı reddeden bir adam, Al Pacino. Al Pacino gerçek hayatta gerçekten filmde de Vito Carleone’nin köyü olan Carleone’den ailesiyle birlikte göç etmiştir. İlk filmin bu başarısı üzerine 2. Filmdeki ücretini 600 Bin dolara çıkarmayı da ihmal etmemiştir yılların emektarı. Bu filmden sonra Baba 2, Baba 3, Scarface, Köstebek, Bir zamanlar Hollywood’da, Uykusuz, Çaylak ve The İrishman gibi filmlerde de başrol de görüyoruz usta oyuncuyu. Filmdeki oyunculuğu bir yana, film aşamasındayken yaşadıkları da apayrı bir film olabilirmiş çünkü yapımcılar onu tam 8 kez kovmanın eşiğine gelmiş fakat her defasında Cappola’nın ısrarı üzerine kalmayı başarmış ve mükemmel bir oyunculuk sergilemiştir.

Evet bir film yazımızın daha sonuna geldik, beni dinlediğiniz için sizlere çok çok çok teşekkür ederim. Bir sonraki film incelememizde görüşmek üzere, iyi günler 🙂

Emayki
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Pulp Fiction
Sonraki
The Shawshank Redemption

The Shawshank Redemption

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.