Tüketim toplumunda büyük önem taşıyan reklamlar, aslında bizlere pek çok mesaj verir. Reklamların asıl amacı bilgilendirmek, ikna etmek olsa da, bizlere reklamlarla verilmek istenen mesaj, tüketim toplumumun hakim olmasıyla birlikte değişikliğe uğramıştır. Reklamlar, tüketimin hayatımızda ne kadar önemli olduğunu tekrarlarla bizlere sunarlar. Bu kadar çok reklama maruz kalmak bazen bizi usandırmaktadır. Bazen bu yüzden reklamları görmezden gelebilmekteyiz. Fark etsek de, etmesek de reklamlar bizlere belirli bir kimlik, algı, tüketim kalıpları sunar. En önemlisi de, ‘’bu ürünü veya hizmeti kullanırsan en güzeli, en iyisi sen olacaksın’’ gibi tüketiciye sezdirilmeden çeşitli manipüle yöntemleriyle markalar bizlere kendilerini sunma çabası içindedirler.
Reklamlar, belirli ürün ve hizmetlerle, tüketicilere yaşam tarzı, farklılık, statü, mutluluk vaat etmektedir. Ve reklamlar sayesinde şirketler, simgesel değerler yoluyla ürünlerini satmaya çalışırlar. İnsanlar da, bu sembolik değerleri elde etmek için çaba göstermektedir. Aldığımız ürünler artık ihtiyaç olmaktan çıkmaktadır. İnsanlar artık ürüne veya hizmete ihtiyacı olduğundan değil de, yaşadığımız çağa uyabilmek için satın alma faaliyeti gerçekleştirmektedir.
Ama bütün bunların sonucu olarak, insanlar bireyselleştirilmekte ve yalnızlığa itilmektedir. Bu ise; insanlar arası dayanışma duygusunu sekteye uğratabilir. Reklamlarla, insanlar belli tüketim kalıplarına sokulmaya çalışılmaktadır. Kapitalizmin getirdiği meta kültürünün hakim olması sebebiyle, tüketicilerde ‘’kullan at, yenisini tüket’’ algısı oluşmaktadır. Bu kadar çok tüketim vurgusunu yapmak ise, tüketicileri maddi ve manevi açıdan strese sokabilmektedir. Böyle olunca da aldığımız ürünleri kullanıp attıkça, ürünün değerini anlayamıyoruz.
Görüldüğü gibi, tüketim kültürünün ve kapitalizmin hakimiyeti, pek çok alanda olduğu gibi reklamlara da yansımış ve reklamın işlevi her geçen gün değişime uğramaktadır. Reklamlara yansıyan tüketicilik vurgusu, doğal olarak biz tüketicileri etkisi altına almaktadır. Reklamların, bu işlevlerinden etkilenmememiz günümüz kapitalizm çağında mümkün olmamaktadır. Tüketim kültürünün bizlere etkisi bu kadar yoğun olsa da, biz tüketiciler olarak, ürün veya hizmet satın alırken dikkatli olmalıyız. Tüketim çağının esiri olmamalıyız. Bilinçli ve uygun tercihlerle, hem bizlere hem de ekonomiye olumlu katkılar sağlayacağını unutmamalıyız.
