Erken seçim olur mu olmaz mı, bunu ancak siyasetin aktörleri karar verebilecek noktadadırlar. Zaten seçimin ne zaman yapılacağı da yasalarda belirtilmekte.
Benim gelmek istediğim konu…
Seçim ve iktidarın değişimi!
Hepimizin tecrübe ettiği gibi AK Parti, 18 yıldır tek başına hükümet olageldi. Esasında, AK Parti’nin iktidara yürüyüşünü hazırlayan koşullar, 1990’lı yıllarda tertiplendi.
Erbakan hocanın, antiemperyalist milliyetçi bir siyasi duruşu, 28 Şubat postmodern darbe girişimiyle tasfiye edildi. Bu bağlamda, AK Parti içeride liberaller ve eski solculardan çok büyük destek gördüyse de, dışarıdan en büyük desteği ABD’den aldı.
Bu bağlamda, tarikatların, cemaatlerin, köy ağalarının, yollarını zamanın ruhuna istinaden AK Parti ile birleştirmeleri, AK Parti şemsiyesi altında geleceklerini olumlamaları gibi nedenlerden ötürü, AK Parti uzak ara bu döneme kadar siyasal başarı elde etmiştir.
***
Yine, burada bazı hususları da belirtmek gerekir: AK Parti iktidara gelirken, âdeta gökkuşağı ittifakı biçiminde toplumun hemen her kesiminden destek görmüş, sonraları kendi tabanını bulduktan sonra, zamanın ruhuna istinaden yapılan ittifaklardan liberaller ve AB hayali kuranlar dışlanmıştı.
Pekâlâ, AK Parti, kendi işadamlarını tesis ettiği gibi, kendi aydın ve düşünür kesimini de “oluşturdu”! Türkiye’nin cumhuriyet döneminden beridir inşa ettiği kuruluşlar, “özelleştirme” adı altında yandaş işadamlarına satıldı.
1950’li yıllarda köyden kente göç ile çevrede biriken dindar-muhafazakâr kitleler, kendilerini, 2002 yılından sonra AK Parti şemsiyesi altında olumladılar. Demem o ki, gelecekte bir seçim aşamasında, sol partilerin tek başlarına iktidara gelmeleri zor.
Sol partiler ne yapmalı? Bunu da sol parti idarecileri düşünecekler. Ne yapmalılar ki, AK Partiye oy veren muhafazakâr kitlenin tercihleri, bu sefer sol partilere çevrilsin.
Bu tartışmalar daha çok su götürür…