Daha önce bir yazımda polisiye türünden biraz bahsetmiştim. Şimdi ise; “Polisiye yazarken nelere dikkat etmeliyiz?” bunların başlıcalarını sıralamak istedim. Kim bilir belki de aramızda polisiye yazan, yazmak isteyen ya da çoktan yazmış yetenekli yazarlarımız vardır. 🙂
- Polisiye bir roman mutlaka içinde bir sır barındırmalıdır. İyi bir polisiye sever için sır yoksa o roman çöp olur. Okuyucuyu son ana kadar düşündürmek gerekir.
- Cinayet olmasa da olur ama mutlaka bir suç olmalıdır.
- Suçlu suçunu asla itiraf etmez. Ederse roman başlamadan biter.
- Olayı çözümlemek illa polis ya da dedektifin işi değildir. Bilinmeyenin de sonuca varması mümkündür. Bu olayların gelişimine göre farklılık gösterir.
- En ufak bir matematiksel hata tüm sıralamayı bozar. Aynı bir formül gibi. Toplama yerine çıkarma yaparsanız sonuç hep yanlış çıkar.
- Okuyucu dedektif ya da polis dışında herkesten şüphelenir. Olayı çözmeye çalışan bir dedektifi katil yapmak okuyucuyu kandırmak olur.
- Mutlaka bir ters köşe söz konusu olmalıdır. Romanın sonunda okuyucuya boşlukta kalmış hissi verilmemelidir.
- Suçlu er ya da geç mutlaka yakalanmalıdır.
– Eğer sizin de aklınızda sürekli yazmak varsa bunu ertelemeyin ve hemen şimdi yazmaya başlayın!
- Şuraya da bir Sherlock Holmes sözü bırakalım o zaman.
-
Bir kadının sezgileri bazen en mantıklı çıkarımlardan bile daha değerli olabilir. Karmaşık beyinleriyle art arda sıraladıkları senaryoları mutlaka dikkate alın… Bunlar sizi hiç tahmin etmediğiniz sonuçlara ulaştırdığında haklı olduğumu anlayacaksınız. (Sherlock Holmes)