Kitabın birinci sayfasıyla başlarız yazarın oluşturduğu dünyaya girmeye. Artık dünyamız yazarın kelimelerle oluşturduğu dünyadır. Karakter ile sevinir, sevilir, üzülür ve ölürüz. Yaşamımızda bir parça buluruz karakterlerden her gün gördüğümüz insanlardır bazıları, keşke böyle inşalar olsa diye iç geçirir bazen de böyle insanlarla karşılaşmayız diye düşünürsün.
Kitabı okumaya başladığında artık yazarın yazdığı kitap değildir o. Senin ruhunu kattığın, senin yaşadığın bir yaşamdır. Kitap seninle hayat bulur. Bazen kitap o kadar canlıdır ki bazı karakterleri hayatındaki kişilerle özdeşleştirirsin. Okurken sanki onlarla yaşarsın işte o anda kitap bitmesin istersin. Yavaş yavaş okuyayım da bitmesi uzun sürsün. Fark etmezsin bunu isterken kitap o kadar sarmıştır ki elinden düşmez. Devamını merak edersin hep.Son sayfayı okuyunca bir durgunluk alır seni. Kitap bitemez diye düşünürsün hayır bitmemeli. Sanki devamını bulacakmış gibi olmayan sayfaları çevirisin zihninde.Ama kitap bitmiştir. Bir süre okuduğun şeyler gözünün önüne gelir. Sanki gerçekten yaşamış gibi.
Kitabı okumadan önceki sen ile şimdiki sen arasında büyük bir fark var artık. İçerikteki ruh durumuna girmiş, kaçmış veya kovalamışsın, görmediğin yerleri görmüş hiç gitmediğin ülkelere gidip yağmurunda ıslanmış güneşinde terlemişsin. Ağır yükleri taşıyamayıp altında ezilmiş, eline aldığın taşı kuma çevirecek kadar güçlenmişsin.
Okuduğun için teşekkürler.
Hayatta senden bir tane daha yok.