Modern insanın bir derdi…
Üstesinden gelemediği “şeylere” veya durumlara…
Türlü türlü anlamlar “yüklemesi”!
Mesela…
Bakıyorum da…
2020 senesi için sosyal ağlarda türlü çeşit değerlendirmeler yapılmakta.
2020 senesi için…
Gerçekleştirilen tüm totemler…
Yılbaşları rutinleri…
İşte yeni yılın sağlık, başarı ve gönenç getirmesi minvalindeki tüm yeni senenin beklentileri…
Birdenbire, beklenmedik biçimde yıkıldı.
Esasında, yaşama da zamana da anlamlar yükleyen bizleriz.
Yeni bir seneye girmekle, sanki her şeyin değişeceği ilüzyonuna kapıldık.
Tarih değişince, geçmiş sanki olduğu gibi, geride kalacak zannettik.
İşte modern insanın yanılgısı! Ne şimdiyi doğru yaşayabiliyoruz ne de gelecek için tumturaklı kestirimlerde bulunabiliyoruz!
***
Tarih şeridi 2020’yi gösterdiğinde, çevreye verdiğimiz tahribatlar, hayvan türlerine yönelik katliamlarımız, doğaya yönelik hırçınlıklarımız…
Bencilliklerimiz bitiverecek mi sandık! Yazının başında dediğim gibi, modern zamanının “bencil insan tipi” şimdi kederlenmekte…
Ne oldu da bizler bu hâllere düştük! Kısacası evlerimize kapandık… Bu dönem, öyle sahte gözyaşları ve sosyal medyadaki hesaplarımızdan iki satırlık nedamet getirmekle düzelemez.
Her şeyi zamana yüklemek, aynı 2019 yılında yaptığımız gibi, aman şu 2019 yılı bir geçse demekle, 2020 yılı bir geçse de önümüzü görsek, demenin arasında ne fark var?
Ne şimdiyi yaşayabiliyoruz ne de geleceğe bakış atabiliyoruz!