Çok konuştuk, konuşuldu
Öldürüyor dedik, dikkatli olalım, herkes önlemini alsın dedik. Sürekli tekrarladık bunları.
Fakat biz anlayamadık asıl virüsün asıl zararlı olanın biz insanlar olduğunu.
Bir virüs insana bulaşıyor, o insanla başlıyor her şey, belki 10 kişiye bulaştırıyor, o 10 kişi de 100 kişiye bu böyle süreklilik içinde devam ediyor.
Şunu anlamalıyız ki, aslında biziz dünyaya zarar, biziz insana, hayvanlara zarar. Bunu virüsle bağdaştırmak istemiyorum fakat bu gidişat nereye diyorum ?
Nereye kadar, nasıl ilerliycez bu şekilde?
Her geçen gün insani değerlerimizi kaybediyor, kendimize yabancılaşıyoruz.
Yalnızca 1 kişi bu dünyaya yeter, yalnızca 1 kişi insanlığını bozmazsa, virüs gibi insanlara insanlığı yayacak. Bunu yapacağımıza inanıyor ve bunu temenni ediyorum.
Para, pul her şey değil ama çok şey, elbette geçimimizi para sayesinde karşılıyor, midemize para sayesin de ekmek yolluyoruz. Fakat insanlığı da kaybetmemek gerekli, itibar herkesi önünüzde itaat ettirebilir fakat kalıcı itibar edinmek gerekir oda karakterle olacak elbette. Sizin makamınız, şöhretiniz sonsuz olmayacak mutlaka ya sizde yada çocuğunuzda son bulacak, makam gitti saygı bitti olacak. Ama karakteriniz olursa, bir duruşunuz, onurunuz olursa itibarınız asırlar boyu sürecektir.
İnsan olmak, herkese ait olan bir kavram değildir. Evet bedenen İnsanız, peki ya ruhen?
Sorduk mu kendimize bunu ?
Hayvandan aşağı nefsimiz nolacak ?
Dünya da tek biz yaşıyormuşçasına olan bencilliğimiz nolacak ? Peki ya elimiz de paramız, itibarımız varken bunun bir üstünü isteyen hırsımız nolacak?
Her şeyin gelip geçici olduğunun o kadar farkındayız ve bir o kadar da yaptığımız yanlışları ısrarla o kadar çok tekrarlamaktayız ki.
Doğru yola ulaşıcaz ama ne halde oraya varıcaz işte onu bilemiyorum.