Bir Füruğ Geçti Aramızdan

Bir Füruğ Geçti Aramızdan

Bir Füruğ Geçti Aramızdan

Gerek hayat koşturması gerekse içinde bulunduğumuz zor süreç içerisinde yazmaya zaman ayıramadım. Yazmak öyle bir şey ki yazmadıkça insan paslanıyor, fikirler toz bulutu halinde sanki zihninizden çıkıveriyor. En kötüsü ise erteleme alışkanlığı. Yazmak ertelemeyi asla affetmiyor. Nihayet toparlanmam ve yeniden yazmam gerektiğine karar verebildim. Bilgisayarın başına geçebildim. Herkes covid-19 dan bahsederken sizleri bu konudan biraz uzaklaştırmak adına edebiyattan bahsetmek istedim bu yazımda.

İran edebiyatının meşhur kadın şairi Füruğ’un şiirlerinin yer aldığı “Yaralarım Aşktandır” kitabına bir kitapçıda rastlayınca kendisinin hayatını merak ettim ve araştırdım. Kendisi maalesef talihsiz bir yazar. Genç yaşta hayatını bir trafik kazasında kaybetmiş. Yine en son yazmam gerekeni en başta yazdım değil mi?

O zaman baştan başlayayım. Füruğ Ferruhzad 1934 yılında Tahranda doğmuştur. Her ne kadar yönetmenlik yapmış olsa da şiir onun hayatının vazgeçilmezi olmuştur. İran gibi bir yerde o dönemde şair olmak ve mücadele vermek, özgürlüğü savunmak tahmin edersiniz ki hiç kolay değildir. Fakat Furuğ tüm bu zorluklarla hayatının sonuna kadar mücadele etmeyi sürdürmüştür. Füruğ albay bir babanın kızı olarak doğmuştur. Onun yaşadığı dönem tam da Humeyni ve Şah Rıza arasında yaşanan mücadelenin olduğu bir döneme denk gelse de Furuğ için pek bir anlamı olmamıştır.. Zamanla ailesinden kopmak istemiş, çünkü boyun eğmek ve kurallara göre yaşamak ona göre değilmiş. Kendinden yaşça büyük olan Perviz Şapur ile evlenmiştir. Perviz Şapurdan bir oğlu olmuştur fakat Furuğ evliliğinde de mutlu olamamıştır.. Baskın kişiliği yine galip gelmiştir. Eşinden ayrılır ve oğlunu da bir daha göremez. Çünkü o dönemde İran da kurallar böyledir. Çocuk babaya aittir. Ev Karadır belgesel filminde Furuğ cüzzam hastalarını anlatmıştır. Hatta filmden önce cüzzamlı bir ailenin oğlunu evlat edinir.  Film ürkütücü bulunduğu için o dönemde oldukça eleştirilmiştir.

Furuğ’un hayatı onca acılara rağmen devamlı bir üretimle geçmiş, hafızalarda yer edinmiştir. Kısa ömrüne acıları, aşkı ve şiiri sığdırmıştır. Duvar, Tutsak ve Yeniden Doğuş eserleri arasındadır. Aslında şiirleriyle bir çok kadının yaralarına dokunmuştur. 1967 yılında vefat etmiştir.

Neden bilmiyorum ama bu yazıyı paylaşmak uzun zaman sonra içimden geldi. Doğrusunu söylemek gerekirse mücadeleci kadın figürünü hala sevmiyoruz. Ataerkil dünya da değişen pek bir şey yok gibi. Ancak ufak ufak adımlar atılıyor yinede. “Yaralarım Aşktandır” geçtiğimiz aylarda değerli oyuncu Nazan Kesal tarafından izleyiciyle buluştu fakat izleyemedim. Umarım Furuğ’un hayatını bir sahnede yeniden izleme imkanım olur.

Son olarak ilk romanım “Balerin” sizlerle buluştu arkadaşlar. Kitabımı dokuz ay gibi bir süreçte yazdım. Bir göz atmanızı ve merak ettiğiniz bir şey olursa sormanızı isterim. Sağlıkla…

Özlem Kazancıoğlu
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Ömür, Beklemekle Geçiyor… #iklim diyor ki

Ömür, Beklemekle Geçiyor… #iklim diyor ki

Sonraki
Bir Küçük Merhaba
Bir Küçük Merhaba

Bir Küçük Merhaba

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.