sabahları uyandığımda bir an her şeyi unutuyor gibi oluyorsunya , dünü bugünü ,kendini.Sonra önem sırana göre bir bir aklına geliyor her şey.Ben birini gerçekten sevdiğimi , uyandığımda aklıma ilk gelenin o olduğunda anlarım mesela.Bu saniyeler içinde gelişen olay bazen daha uzun sürse diyorum.Düşüncelerimi durdurma ve tekrar aktif etme özelliğim olsa.Hoş tabi kedimden ne kadar kaçabilirim.Güne alarmı erteleyerek başlarken,kendimi erteliyorum aslında.Kendimden kaçıyorum sonu olmayan parkurum da..
Acı hissedilmek ister bunu bilmeyen kendime söylemek istiyorum.Üzülmekten korkmak , dağılmaktan korkmak ve korkuların esiri olmak böyle başlıyor galiba.Sonra bir maske buluyor ve onun ardından dünyayı görebildiğim kadar görüyorum.Farkında değilim ama beni asıl boğan bu maske.Üzülmekten korkarken sahtelikler içinde boğuyorum kendimi.Oysa bir üzülsem, bir atsam ,bir anlatsam kendimi kendime.Bir döksem içimi buharlaşıp uçacak tüm bu korkularım.Hiçbir şey gözüktüğü kadar zor değil gerçekten.
kendi kabuğumda saklanmaya çalışırken,bir şeyler kaçırmak istemiyorum.Sahte benin gerisinde kalmak istemiyorum.Hayatımda ki en büyük rakibim sahte benliğim.
Korkmasam , ağlamak kadar gülmekte var hayatta desem,hiç bir duygunun kalıcı olmadığını hatırlatsam kendime.”Hayatı çözmeye kendimden başlasam.”Ne büyük haksızlık yapıyorum,yapıyoruz kendimize farkında mısınız? artık yapmayalım.Bir yolunu bulup sahtelikten kurtulalım.Ve ne bulursak bulalım razı gelelim.Yetenekli olmak zorunda değilim.Her şeyi bilmek zorunda değilim.Herkesin beğendiği şeyleri bende beğenmek zorunda değilim.Herkesçe doğru olan bir şeyi ben doğru bulmak zorunda değilim.onlar gibi gözükmek zorunda değilim.Beğenilmek zorunda değilim.Kendimi beğenmem yeterli.Benim için doğru zaman diğerleriyle aynı olmak zorunda değil. Ve tekrar ediyorum yeteneğim olmak zorunda değil. Ve Ben geri kalan yaşantıma kendimi kabul ederek başlıyorum.