Şunu söyleyebilirim ki hepimiz bir şeyden korkuyoruz ve bazen insan çok şeyden de korkabilir. Hepimiz küçükken korkmadık mı? Her birimiz yaş farkıyla çok şeyden korktuk ve halen de korkuyoruz. Örnekleri sayacak olursak; başaramamaktan korkuyoruz, sevdiklerimizi kaybetmekten korkuyoruz, çok sevdiğimiz kişilerden zarar görmekten korkuyoruz, ölmekten ve başımıza bir şey geleceğinden korkuyoruz ama bunları sadece anlık yaşıyoruz, duruma ve zamana göre bir olay üzerinden bu korkuyu ruhumuzun derinliklerine kadar hissediyoruz.
Ben çok korkak büyüdüm, karanlıktan korkardım sürekli ışıkları yakardım ve yaş arttıkça bu korku genişledi, farklı anlamlar oluşturmaya başladı, insanlardan korkmaya başladım ve insanlarla konuşmaktan çekiniyordum, arkadaşım olmuyordu. Okul döneminde yaşadığım problemlerin büyük kısmını şu an korkumdan dolayı olduğunu görebiliyorum, elbette tüm her şeyi korkuya yüklemek gerekmez ama korkunun neler oluşturacağını burada farklı bir bakış açısıyla ifade edeceğim; korku sürekli üzerinizde olan bir kara bulut gibidir. Olumsuzluklar ile beslenir. Beklentiler ile şekillenir ve elbette en büyük dostu öfkedir.
Korku üzerine düşünüldüğünde insanların büyük bir kısmı özgüven eksikliğine bağlar; geri kalan kısmı psikolojik olmak üzere nesnel korkularda vardır bunlar fobiler olarak sınıflandırılmıştır; örümcek görünce ondan kaçmaya çalıştığımız ve üzerimizde ise büyük olasılıkla gösterdiğimiz tepkisel refleks gibi, size bunlardan bahsetmeyeceğim. Bir farklı açıdan bakıldığında korku aslında ihtiyacımız olan bir şeydir. Bardağın her zaman dolu tarafına bakanlardan mısınız? Ben öyleyim.
Korkuyorsanız bu iyi bir şey. Bu hayatı dolu yaşıyorsunuz demektir, ama bu korku sizin hayatınızı yönetmesin; sizin kimliğinizi değiştirmesin; siz bu korkuyu yönetin ve onu çiçeğe dönüştürün; korkularınızı açıkça ifade edin ve paylaşın böylelikle olgunlaşsın onu saklarsanız içinizde büyümeye devam edecek ve sizi öfkelendirecektir. Öfkeli kişilerin çoğu neden öfkeli olduğunda düşündüğümüz de, içinde biriktirdikleri korkular olamaz mı? Kendilerini iyice ifade edemedikleri için, içindeki korkuyu dışarı akıtırlar ve şiddeti kullanırlar. Cinayetler, tecavüzler, baş kaldırmalar hatta terörün büyük nedenleri bile korkudan doğar ve öfkeye dönüşür. Nasıl mı?
Hepimiz biliyoruz ki bu hayatı hak ettiğimiz gibi yaşamıyoruz, hep adaletsizlik dolaşıyor ortalıkta. Biri şunu yaşarken, biri şunu yaşıyor ve insan korkuyor; eğer yaşadıklarımızı iyice anlatabiliyorsak ve gösterebiliyorsak özgürleşiyoruz aslında; kimse bilerek kötü birisi olmak istemez, kimse annenin karnından katil, tecavüzcü, hırsız ya da herhangi kötü insan olarak doğmaz, insan bunu öğrenir, böyle kişiler bu yönlere gelebilmesi için bile çaba harcar, korkularından beslenirler. Bir korku filminde beklenilmesi gereken her şey olumsuzluk yönündedir, eğer bir korku filmi izlediğinizde orada romantizm beklemezsiniz, oradaki kişiler sizi gündelik hayatta yapabileceğiz şeyleri göstermeyecek olumsuz şeyler gösterecek. Derine indiğimiz zaman aslında her şeyin bir şeyden oluştuğuna ve doğduğuna bakabiliriz. Korku insanı olgunlaştıran bir şey; kontrol edildiğinde ve bir çiçeğe dönüştüğünde ‘korkma her şey iyi olacak’ ya da ‘korkak birisi olma’ gibi cümleler söyleyebilirsiniz.