Başlığı geçerken içim titredi desem doğrudan ifade etmiş olurum, hissettiğim şeyi.
Hayatta olmak, yaşamak, gezip görmek… Ama iyi ve faydalı ama kötü ve zararlı her ne varsa yaşamadan gezmeden görmeden nasıl idrak edebilirsiniz ki. Bazen kitap okumak bizleri bilinçlendirsede idrak etmek için yaşamak gerek. Anlamak gerek ama, takılı kalmadan devam edebilmek mesele. Dünyaya adeta öğrenmek için gelmiş, yaşam boyu yenilenerek hayatımızı düzenleme ile amaçlı programlanmış birer sevgiyle donatılmış varlıklarız, insanlarız. Insanların kişilikleri,hayata bakış açıları, davranışları,algılama ve kavrayış yeteneklerini sorgulamayan yargılamayan çok nadir insanlar var ki, bunlar hakikaten bana göre yeryüzünde ender bulunan saygı ve sevgiye layık olanlardır.
Oylesi insanlar hayatta olmaktan neşe mutluluk sevinç duyarlar. Öncelikleri Tanrı, Kendileri ve başta ailesi olmak üzere bütün çevresi için yaşarlar. Yaşamak onlar için Sevgiden ve anda kalmaktan ibarettir. Ne pasif kalır bir şekilde geçmiş kötü deneyimleri yüzünden kaderlerine boyun eğerler, nede hırs kurbanı olup anı unutup geleceği kontrol ederken kendilerini kaybetmezler. Hep iyiliği ve doğruyu desteklerler. Hayatın sunduğunu kabul ederler ve sürekli üretken,çabalayan boş durmayan konumdadırlar. Iyi ve kötü deneyimlere açıktırlar cünkü kontrolün kendilerinin elinde olduğunu bilirler. En önemlisi de kaybetmek diye bir kavramları yoktur. Ya kazanmak vardır yada güzel bir tecrübe edinmiş olmanın sevincini yaşarlar. Gereksiz egoları ve kibirleri yoktur. Özbenliğinde kendini seven insanların ego ve kibirle hiçbir ilişkisi yoktur. Insan önce kendine saygı duymalı, kendini tüm kusurlarına rağmen çok sevmeli. Eksiklerini kendi tamamlamalı. Hayatı zorlaştıranda bizleriz, kolaylaştıranda. Bunu idrak eden gerçek mutluluğa kavuşur.
Sevgi ve Işıkla kalın
#kızılmavi