Bundan önceki yazımda, kapitalizmin insan unsuru üzerinde bir şeyler çiziktirmeye çabalamıştım.
Koronavirüs nedeniyle dünyanın içinden geçtiği süreçte, ilk planda ekonominin yaratacağı tahribat tartışılmakta.
İyimser açıdan bakıldığında, en azından ben böyle düşünmek istiyorum, kısa bir süre içinde bu virüsün sağlık boyutu bertaraf edilecektir, yani salgın önlenecektir diye düşünmekteyim.
Ya sonra?
Ekonomik boyut ne olacak? Kendimce yapılan tartışmalara baktığımda, kapitalist ekonomik sistemin tahtının sallanacağına yönelik görüşlerin daha fazla yoğunluk kazandığını müşahede etmekteyim.
Esasında… Bundan sonraki süreçlerde, ulus devletlerin daha ön plana çıkabileceği, hükümetlerin, devlet gücüne istinaden piyasalara etkin biçimde müdahale edebileceği ileri sürülen opsiyonlar dahilinde.
Belki de gelecek dönemlerde, yine modası geçmiş Keynesyen ekonomik politikalara dönülecekmiş gibi düşünmekteyim.
Bugün internette gezinirken gördüm. Malum olduğumuz türden, Toplum Yararına Çalıştırma projesinin yine işlerlik kazandırılacağına yönelik haber vardı. Evet, devlet eliyle bir bakıma harcamalar arttırılacak ve ekonomik canlılık taze tutulacak.
Keynesyen ekonomik politikalar vasıtasıyla, yani kamu kesiminin ekonomik hayatta rolünün arttırılması veçhesinde, acaba böyle palyatif tedbirlerle ekonominin yapısal sorunları çözümlenebilir mi?
Çalışma Ekonomisi okuduğum halde, iktisattan hiç anlamam. Tabii ilerleyen dönemlerde, kamu otoritelerinin, hem sosyal yaşama hem de ekonomik yaşama müdahaleleri, sosyal dokunun bozulmaması cihetinden önemlidir. Para politikalarının yerini artık belki de Keynesyen ekonomik politikalar alacaktır. Ama, ne olursa olsun kapitalizm tartışılmaya devam edecektir. Bence, öyle kolay kolay, serbest piyasa ekonomisinden de neo-liberal ekonomik politikalardan da vazgeçmeyecek küresel kraliyetçiler var.
