29 Mart 2020 tarihinden yazıyorum. Belki de bir daha aynısı hiç yaşanmayacak olan günlerden…Bugünlerin anlam ve öneminden bahsedecek olursak; geçmiş günlerimizi aslında ne kadar lüks içinde geçirdiğimizi ,özgürlük kelimesinin gücünü, sağlık kavramının bizim için ne kadar önem arz ettiğini ve her ne kadar böyle olmayanlar olsa da aslında yaşamayı ne kadar çok istediğimizi ve bunun için belki de özgürlüğümüzü feda edebileceğimizi görmüş olduk.
Meğer biz sinemaya gittiğimizde , arkadaşlarımızla sıradan bir kafeye oturup saatlerce çay içerek muhabbet ettiğimizde , her ne kadar sabahın köründe ders olur mu deyip 9’daki derse yetişmek için hıphızlı metrobüse yürüdüğümüzde ve yarı uyanık o dersi dinlediğimizde ,doğum günü partilerimizde ve hatta korkmadan , acele etmeden markete gidebildiğimizde aslında özgürlüğümüzü ve sağlıklı oluşumuzu kutluyormuşuz ama farkında değilmişiz.
Bugünlerin anlamı yaşadığımız hayatın kıymetini bilmektir. Sağlığımızın bizim için her şeyden daha önemli olduğunu anlamamızı sağlamaktır. Bugünlerin anlamı büyükmüş meğerse her geçen gün daha da iyi farkına varıyoruz.10 Mart 2020 tarihinde Türkiye’de görülen Corona Virüsü bütün ülkeyi olmasa da kendi sağlığı kadar ülke sağlığını da düşünen insanları eve hapsetti . Çünkü Çin kaynaklı bu virüs o kadar acımasızdı ki tüm dünyada yüzlerce ,binlerce can aldı. Tek suç onun muydu? Tartışılır.
Aslında en kötü yanı da şudur ki; eğer siz bu virüsü taşıyorsanız da farkında olmuyordunuz. Çünkü belirtisi hemen ortaya çıkmıyor. Eğer taşıyıcıysanız ve bu halde topluma girdiyseniz dolaylı yoldan diğer insanların da bu virüsten etkilenmesine olanak sağlıyorsunuz. Kimi insanlar ise tüm vurdumduymazlığıyla kalabalıklar içinde dolaşmaya ,keyfi bir şekilde sokağa çıkıp insanların suratına suratına öksürüp hapşurmaya ,normal bir grip olduysa bile maske ve eldivensiz dışarı çıkmaya devam ediyor.
İşte yukarıda bahsettiğim yaşamayı sevmeyen grup bu grup. Başlarda her ne kadar çok ciddiye alınmasa da okulların tatil edilmesiyle, özellikle de üniversitelerin, dedim ki olay çok başka boyutlara gidiyor. İşte o zaman anladım ki aslında bu bütün ülkenin çok ciddi bir sağlık sorunu. Herkes herkesten mesul aslında. Bütün sosyal mecralarda ,telefon konuşmalarında gündemde olan ve oradan asla inmeyen tek sorun bu. Artık ciddiye alınmalıydı. Bu acımasız virüs ülkemize gireli 20 gün oldu ve ben hala haberlerde; bu durumda neden evde değilsin illa sokağa çıkma yasağı mı gelmeli diyen muhabire; evet öyle olursa evde kalırım diye cevap veren cahil bir kesim izliyorum.
Aslında sadece cahil dersek sadece cahil olan insanlara hakaret etmiş oluruz. Bu kesim vicdansız ve aslında kendi canını bile düşünmeyen bir kesim. Sonuçta kendi sağlığını umursamayan biri diğer canlıları neden düşünsün ki? Ben aslında öyle her gün sabahtan akşama kadar gezen biri olmadığımdan bu ev istirahatini çok yadırgamadım. Ama insanın doğasında her zaman yasak olan şeyi yapma isteği vardır ya.
Her zaman kuralları ihlal etmeyi çok severiz .Hatta kurallar çiğnenmek içindir diye meşhur bir lafımız da var. Ama burada konulan kurallar ve yasaklar bizim can güvenliğimiz için biz farkında değiliz. Umarım farkına vardığımızda iş işten geçmiş olmaz. TEŞEKKÜRLER.