Küresel bir salgın yaşadığımız bu karanlık günlerde dünyadaki 7,53 milyar insan virüs kapma tedirginliği yaşıyor. Çoğumuz kendimizi karantinaya kapattık ve haliyle boş vaktimiz çok fazla. Bu vakitleri yeni şeyler öğrenerek, kendimizi geliştirerek değerlendirmeliyiz. Ama sürekli hastalık kapma tedirginliğinden doğan depresif halimiz dikkatimizi toplamayı zorlaştırabilir. Bu zor zamanlarda yüzünüzü bir nebze olsun güldürebilecek ve kafanızı toplamaya yardımcı olabilecek bir dizi öneriyorum: The Simpsons.
İlk olarak 19 Nisan 1987’de The Tracey Ullman Show’un bir bölümü olarak yayınlanmaya başlandı. Üç sezon boyunca kısa skeçler halinde The Tracey Ullman Show’da yer aldı ve 17 Aralık 1989’da bir dizi olarak ilk bölümü yayınlandı. 20 ile 25 dakika arası değişen bölüm süreleri ve her bölümde farklı olayların işlenmesi bakımından insanı sıkmayan, 31. Sezonu devam eden bir başyapıt. Şimdi ailemizi tanıyalım.
Babamız Homer Jay Simpson, bazı bölümlerde farklı işlerde çalışsa da asıl işi Sprinfield Nükleer Enerji Santrali’nde güvenlik müfettişliğidir. Kaba, kilolu, sakar, tembel ve alkoliktir. Homer’ı asıl eğlenceli bir karakter yapan şey ise aptallığından doğan parıltıdır. Neredeyse her akşam Moe’nun Barı’nda Duff marka bira içer. Tam bir donut hastasıdır. Komşusu Ned Flanders ile hiç geçinemez. Oğlu Bart kendisini hemen hemen her zaman öfkelendirir. Sorumsuz olsa da en sonunda her şeyi tatlıya bağlar ve üzdüğü ailesinin gönlünü bir şekilde geri kazanır.
Annemiz Marjorie “Marge” Simpson, absürt saçıyla dikkatleri üstüne çeken, çocuklarının ve eşinin arkasını toplayan vefakâr kadın. Homer ile sürekli problem yaşarlar ama hep alttan alır. Evliliğinin sürmesinde payı büyüktür. Zaman zaman duygusal patlamalar yaşasa da Homer’a kıyamaz ve onu her seferinde affeder. Oğlu Bart ve eşi Homer yüzünden kendi istediği şeyleri pek yapamaz. Vaktinin çoğunu ailesi için harcar. Kızları Lisa ve Maggie ile çok iyi anlaşır. Kız kardeşleri Patty ve Selma kocasını istemez ve sevmezler. Homer da aynı şekilde onlardan nefret eder. Marge sürekli kocası ve kardeşleri arasında kalır.
Bartholomew JoJo “Bart” Simpson, yaptığı yaramazlıklar ve çıkardığı problemler babası Homer ile yarışır. Ancak kendisi babasından daha zekidir. Okuldaki isyankâr tutumları başını sürekli derde sokar. Babasına ismiyle hitap eder ve sık sık onu kızdırır. Şiddet içerikli “Kıymık ve Tırmık Şov” izlemeye bayılır. Kız kardeşi Lisa ile çalkantılı bir ilişkileri vardır. Çoğu zaman rekabet halindedirler ve birbirlerini aşağılarlar. Ancak bir sorunla karşılaştıklarında birbirlerine yardım ederler ve üstesinden gelirler. En yakın arkadaşı Milhouse Van Houten’dır. Ağaç evlerinde vakit geçirirler. Bart Milhouse’u kullanıyormuş gibi görünse de içten içe ona hep ihtiyaç duyar.
Lisa Marie Simpson, oldukça zekidir ve zekası ile liberal inançlarından dolayı kendini Simpson ailesindeki uyumsuz kişi olarak görmektedir. Lisa’nın bilgisi, astronomiden tıbba kadar geniş bir alanı kapsamaktadır ve özellikle Springfield’daki yaşamından daha çok dünya sorunlarıyla ilgilenmektedir. Lisa çoğu zaman eksantrik ailesinden; babasının zayıf ebeveynliği ile şaklaban kişiliğinden; annesinin stereotip görüntüsü ile sosyal anormalliklerin farkında oluşundaki yetersizliğinden; ağabeyinin kabahatler işlemesi ve kültürsüz doğasından utanmaktadır. Vejetaryen, feminist ve çevrecidir. 13. sezonda Budist olmuştur.
Ailemizin son üyesi ise bebeğimiz Margaret “Maggie” Simpson’dur. Emziği ile sürekli ses çıkarır ve yürürken elbisesine takılıp düşer.