Ah iç yarası…
Herkeste yara olan bir kişi ya da bir olay vardır,illaki.Ve bazımız bu yaraları sarmaya çalışırız kendi çapımızda,bazımızsa beceremeyiz.Beceremeyenler olarak bir şeylere tutunmaya çalışırız o zaman.Bu bir kitap olur,insan olur,bir hayvan yada bir bitki..Tutunduğumuz şeyinde bizi bir gün yaralayacağını biliriz ama o an için belki de en iyisi tutunmaktır. Sevgili Oğuz Atay’ın bir sözü vardı:
“Bazılarımız şiirlere tutunuyor, bazılarımız şarkılara, bazılarımız filmlere tutunuyor, bazılarımız kitaplara. Sanırım artık insan, tutunamıyor insana…”
Bir kitaba hatta o kitabın içindeki karaktere tutunmak iyi gelir bazen.Hayal kurarız.Acaba o karakter yanımda olsaydı neler olurdu,neler yapardık belki de çok çok eğlenirdik deriz.
Ya da bir şiire tutunuruz. Aşkı,sevgiyi ararız o şiirde. Sevgiliye okur gibi okuruz. Öyle içten,öyle kalpten..
…
Insan ayakta dururken zorlandığı vakit sırtını yaslayıp bir dinlenmek ister yaşamda. Sırtınızı yaslayabileceğiniz kaç insan var etrafınızda ? Tutunabileceğiniz,yan yana durabileceğiniz,ben varım diyeceğiniz yada size o var dedirten. Hayatınızın içinden çıkarın sevdiklerinizi,tutunduklarınızı..Geriye ne kalır ki ?
Tutunamayan insanlar,ya bunalımlarda ya intiharın eşiğinde,ya ilaçların avucundadır. Yaşamınızda bir şeylere muhakkak tutunun. Ve insanların tutunduğu dal olun,el olun,destek olun. Olduğunuzdan daha dik ve huzurlu olduğunuzu göreceksiniz.
Tutunduklarınız yaşam serüveniniz boyunca yanınızda olsun. Sevgiyle kalın