Öngörülebilir bir dönemde yeryüzümüzü nasıl bir gelecek bekliyor? İnsanlık ve uygarlık acaba nasıl bir devinimden geçecek? Gerçekten de insanlık; varoluşsal deneyimlerine binaen, gelecekte nasıl bir yaratım içinde olacak? Düşünsenize, ileri ve yüksek teknolojinin büyük bir hızla ilerlediği çağımızda, insanlar, yaşamlarını daha konformist bir hâle getirirken; yani teknolojinin doğru yanlarından faydalanırken; belki de hırslarına yenik düşecek ve kendilerinin mahvına da neden olabileceklerdir.
***
İnsanoğlu, ilk dönemlerde çok fazla bir uğraş ve çaba içinde değildi sanırım. Yine geçmişe baktığımızda, şimdiki ve modern zaman insan türünün ataları sayılabilecek bizden önceki türlerimiz, bu kadar bir gayretkeşlik içinde miydiler? Tabii o dönemleri sadece arkeolojik kazı ve araştırmalar bağlamında bilebilmekteyiz. Demem o ki, ihtiyaçları kadar bir yaşam telaşı içindeydiler: Günlük beslenme gereksinmeleri kadar avlanma ile yetindikleri söylenebilir. Nerede, günümüzün modern insanının açgözlü ve doymak bilmeyen tüketim histerisi, nerede geçmişin avlayıcı insan türü.
***
Her şey bir değişim ve gelişim içinde. İnsanlar, kendilerini geliştirirlerken ve daha farklı bir hayat formuna yelken açarken, tüm bu gelişmeler bağlamında olan bitenin farkında olanların endişeleri de artmakta. Hep söylenir ya, geçmişe bakma geleceğe odaklan diye. Tabii ki geçmişe çakılı kalarak yaşanamaz. Ama, geçmişe sünger de çekilemez. Geçmiş dönemlerde yaşananlar, insanlık ve uygarlık için bir birikimdir. Öte yandan varoluşun gereği olarak, yaşamın tekamülü doğrultusunda, insanlığın çevreye, doğaya ve dünyaya olan bakışı, insanların bir üst düzeyde farkındalığa sahip kesimini endişelendirmekte. Nasıl endişelendirmesin ki?
Doymak bilmeyen milyarlarca dünya nüfusu ve bu nüfusa denk gelemeyecek kıt kaynaklar(!)