İnsan. Yaşam döngüsünde, düşünceleri ve hareketleriyle kendine yer edinmeye çalışan, bazen başaran bazende boşlukta kaldığını düşünen canlı. Karmaşık beyin sarmalında çözemediği bir varoluşun amacını arayanlar topluluğu.
Kavramsal boyutta yaşama dair çoğu oluşumu açıklayabildiğimizi düşünsekte spirituel boyutta cevapları tam bulamadığımızı düşünüyorum. Yada kabul etmekte zorlandığı mızı.
İnsan hep bir anlam arayışı içindedir, ailesine, başına gelenlere, işine, yaşam şekline. Daha kısaca nefes aldığı her anın gerisinde kalana yada ileride olana. Bilmezki benlik denilen tamamen insanın kendi varlığıdır, orada sadece o vardır. Bir başkası değil. Attığı adımın sahibi kendisidir, düşüncelerininde. Olumsuz olanı sahiplenmeme, suçlu arama herkeste olandır. Kendini kandırmanın öbür adıdır. Bir cümlede adı ya kader olarak geçer, yada bahane.
Evlenirsin mutsuz olursun, basiret bağlanır. Kızarsın, kırarsın, yakar geçersin, kaderim böyleymiş. Rabbim bize bu akılı o zaman niye vermiş? Bi sorsak kendimize. İstisnai durumları bilemem ama insanın hayat düzleminin doğrusu yine kendisi değil mi? Karar anlarına dön bir bak, başka biri miydi o? Hayır sendin. Bunu gör gör. Artık sahip çık kendine, kararlarına ve kaderine. Bunu birilerine, birşeylere bağlayarak kaçırma anı. Mutsuzsan kendine sor, başaramadıysan, yalnızsan, hiçlikdeysen. Sadece kendine inan, benliğine güven. Doğrul ve derin bir nefes al. “Ben, ben olduğum için varım.” de. Anlam yükle kendine ve güzele. Kendini sev artık bahaneler bulma her kötüde kaderine.